Kur’ân’ın doğru anlaşılması, inmiş olduğu sahanın iyi bilinmesini zorunlu kılmaktadır. Zira Kur’ân ilk etapta belirli bir tarihe ve topluma seslendiği için hayat bulduğu dönemin tanınması önemli bir husustur. Bunun için de ilk muhatapların inanç, ibadet, fikir ve kültürel durumlarının bilinerek Kur’ân’ın ve olayların gerçekleştiği zeminin anlaşılması gerekir. Çünkü Kur’ân indirildiği toplumun problemlerini çözmüş, inanç dünyalarını ıslah etmiş ve tevhid merkezli bir hayat sunmuştur.Dolayısıyla câhiliye Araplarının dini durumlarını açıklayan “hums” kavramı bilinmeden ilk dönemin doğru bir şekilde tahlil edilmesi zordur. Bu sebeple tez çalışmamızda öncelikli olarak hums kavramının ne olduğuna, inanç ve ibadet noktasında toplumu ne ölçüde etkilediğine dair cevaplar aradık.Çalışmamız bir giriş, üç ana bölüm ve sonuç kısmından oluşmaktadır. Birinci bölümde humsun tanımını, ne zaman ortaya çıktığını, hangi kabileleri kapsadığını, Kâbe’nin rolü ve uygulamalarını ele almaya çalıştık. İkinci bölümde Ahmesîlerin Allah, melek, peygamber, ahîret, cin ve şeytan inançlarını, son olarak da kehânet ve şiiri incelemeye tabi tuttuk. Üçüncü bölümde ise toplumun dini hayatını şekillendiren ibadetler (namaz, oruç, zekât, hac, kurban) ve sonradan ihdas edilen Hums bid’atlarını saptamaya çalıştık.Çalışmamızın ilerleyen safhalarda tüm yoğunluğuna rağmen ufuk açıcı tecrübelerini esirgemeyen muhterem danışmanım Doç. Dr. Şevket KOTAN’a, kendilerine müracaat edip her daim istifade imkanı bulduğum değerli hocam Fuat GÜNEL’e ve çalışmanın son halinin şekillenmesinde tenkit ve önerileriyle yol gösteren kıymetli hocam Dr. Yahya ŞENOL’a teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca çalışma sürecinde maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen değerli aileme ve arkadaşlarıma müteşekkirim.Süheyla NURDUHAN .