Çok genel bakışla, sözlük anlamı olarak ‘bir kimsenin hayat hikâyesi’ni ifade eden siyer, terim olarak ‘Hz. Peygamber’in hayatını anlatan kitaplara’ verilen isim diye tanımlanır.Bu sınırlı tanım, siyere dışardan bakanlar için yeterli olabilir ancak siyere içerden bakan, dolayısıyla onu bu tanım sınırlamasına hapsetmeyenler için yeterli değildir. İbn İshâk’ın Sîre’si ile İbn Hişâm’ın Sîretü’n-Nebeviyye’si ve benzerlerini bu tanım içerisine yerleştiremeyiz. Zira bu müellifler, sadece Hz. Peygamber’in biyografik olarak hayatını nakletmekle yetinmedikleri gibi naklettiklerine de dışardan biri gibi bakmazlar. Özellikle Hz. Muhammed’in risalet sonrası hayatını naklederken, onun bütün söz ve buyrukları; yaptıkları ve yapmadıkları; onayladıkları ve reddettikleri; sakındıkları ve sakındırdıklarını herhangi bir toplum lideri veya devlet başkanının yapıp ettiklerinden bahseder gibi nakletmezler. Çünkü Hz. Muhammed’in hayatı, her şeyden önce herhangi bir lider hayatı değil bir peygamber hayatıdır. Onun hayatının yazılması, peygamber olması sebebiyledir. Dolayısıyla siyer, bir ömrün hikâyesi olmaktan öte vahiy aracılığıyla Allah’a bağlı, özellikle vahiy ve risalet boyutlarıyla Allah’ın kontrolünde, yaşanmışlığı itibarıyla Hz. Muhammed’e, örnekliğiyle de bütün Müslümanlara ait peygamberlik ömrünün adıdır. Bu bağlamda ilave, eksiltme, yönlendirme ve çıkar hedefli yorumlama ve benzeri bütün dış müdahalelerden arınmış, bütün gerçekliğiyle Hz. Peygamber’e ait ve onun hakiki hayatını anlatan bir siyer, “Allah’ın seçip hoşnut olduğunu bildirdiği” İslam’ın hayat anlayışı ve pratiğidir. Siyer, Hz. Peygamber’in Allah ile bağını kuran, Kur’an-ı Kerim’i hayat rehberi kılan, İslam’ı yaşanılan ve yaşanılacak hayat olarak sunan örnekliğin adıdır. Bu bakımdan, nasıl peygambersiz bir din olmazsa siyersiz bir İslami hayat da olmaz. Siyer bilinmeden Kur’an-ı Kerim doğru anlaşılamaz. Sözün özü, hakiki bir siyersiz Kur’an ve İslam ile hedeflenen amaca sağlıklı olarak ulaşılamaz. Bu sebeple İslam’ın pratik hayat olarak birinci kaynağı olan Hz. Peygamber’in hayatının doğru bilinmesini sağlayacak bir siyer, Müslümanın olmazsa olmazıdır. Bu derece önemine rağmen üzülerek belirtmeliyiz ki bugün, hem ülkemiz özelinde hem de diğer pek çok Müslüman toplum genelinde İslam adına öne çıkan peygamber ve siyer anlayışı, arınmaya ihtiyacı kaçınılmaz ve aslına döndürülmesi gereken bir anlayıştır. Yine üzülerek belirtmeliyiz ki, bugünün toplum değerleri açısından bakıldığında yaşanan ve kabul gören İslam’ın İslam’ından çok, hakikatine döndürülmesi gereken bir Siyer İslam’ıdır. Oysa İslam’ın İslam’ına uygun bir anlayış ve hayat için Siyer İslam’ından çok İslam’ın Siyeri’ne sahip olma ihtiyacı ihmal edilemez derecede önem arz etmektedir.Bu gerekçelerle çalışmamızı bir katkı olur ümidiyle kaleme aldık. Bununla ilk olarak, okuyucularımızın Allah ve Resulü’nün razı olacağı bir siyer ihtiyacının farkındalığına erişmelerine katkı sağlamayı; ikinci olarak da Allah ve Resulü’nün razı olacağını umduğumuz bir peygamber anlayışı ve siyer ortaya koymayı istedik. Elbette pek çok eksiğimiz çıkacaktır. Maksadımızı aşan ifadelerimiz ve haddimizi aşan cüretkârlığımız olmuşsa Rabbimizden bağışlanma diliyor; Peygamberimize karşı duyduğumuz sevgi ve sadakatimize sığınıyor; okuyucularımızdan da özür diliyoruz. Okuyucularımızın, ikna olacağımız bütün eleştirilerini inşaAllah ikinci baskıda göz önünde bulunduracağımızı bilmelerini istiyor şimdiden teşekkür ediyoruz.