Çağımızda, küreselleşme süreci ile birlikte giderek yoğunlaşan rekabetortamının gerektirdiklerinin farkında olan işletmeler, kendileri için çok önemliolan insan kaynağını da kullanarak yeniliğe ve değişime açık hâle gelmektedir.Bilgi ve paylaşımın önemi, değişim ve yenilik ihtiyacına hızla cevap verebilmeve insan faktörünün etkinliği, işletmenin nihai hedeflerine ulaşmasını sağlamaktadır.Günümüz küresel rekabet ortamında, değişim ihtiyacı sonucu depolanmışbilgi ve teknolojiden yola çıkılarak gerçekleştirilen inovasyon, işletmelerinuzun vadede hayatta kalabilmesinin anahtar rolünü üstlenmektedir. Değişenkoşullara ayak uydurabilmek gerek işletme içinde gerekse işletme dışındayapılacak inovasyonlara bağlı olmaktadır. Buna göre, teknolojinin yardımıylaişletmede gerçekleşecek üretim süreci inovasyonları, maliyetleri düşürmekteve yeni iş yapma yöntemleri geliştirilmesine olanak sağlayarak para, zaman veinsan kaynağı kayıplarını önlemektedir. Aynı şekilde, işletme içi organizasyonel uygulamalarda gerçekleştirilecek inovasyonlar iç müşteri olarak adlandırılan çalışanlarda motivasyonu ve işe bağlılığı artırmaktadır. İşletmenin dışmüşterilerini etkilemek adına gerçekleştirilecek ürün ve hizmet inovasyonlarıile sunumsal inovasyonlar ise, müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilen yeni ve yaratıcı ürün ve hizmetler ile bunları cazip kılacak reklam vepromosyonları kapsamaktadır. Bilginin ve teknolojinin son derece etkin kullanıldığı ve rekabetin en yüksek seviyeye ulaştığı günümüzde, inovasyon ve değişim hareketlerini ihtiyaç olarak gören ve bu yönde hareket eden işletmelerinrekabet ortamında kazançlı çıkması kaçınılmazdır.Çağımızın bilgi, teknoloji ve para gibi kaynaklarla idare edilmesinin yanında, insan kaynağının bir numaralı üretim faktörü olarak kabul edildiği tümişletmelerce kabul görmüştür. İnsan kaynağının, maddi kaynakları değerlendirecek ve işe yarar hâle getirecek tek faktör olduğu bilindiğinden, insan kaynağını işletmeye çekecek, memnun ederek işletmede kalmasını sağlayacak veverimini artıracak uygulamalara ağırlık verilmektedir. İşletmelerde ağırlığıartan insan kaynakları uygulamaları, insana verilen değerin, anlayışın ve hoşgörünün temel göstergelerindendir. İşletmelerin insansız çalışamayacağı ve insanın ekonomik bir varlıktan öte psikolojik ve sosyal bir varlık olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda, geleneksel yönetim anlayışı terk edilmiş, hiyerarşidenuzak, esneklik ve özerklik uygulamalarını temel alan modern yönetim anlayışıbenimsenmiştir. Çalışanların işletmeye bağlılıkları, işe karşı duydukları istek,heves, arzu ve memnuniyetleri, kısaca işletme başarısı için harekete geçmelerini sağlayan motivasyonları, işletmelerin nihai hedefi olan kar elde etme, sürdürülebilir rekabet üstünlüğü yakalama ve itibar sahibi olma konusunda başarılı olmasını sağlamaktadır. Bu nedenle, işletmelerde iş gören motivasyonunuve iş tatminini artırmaya yönelik uygulamalara ağırlık verilmektedir.Bu dönemde, bilginin ve teknolojinin geliştirilerek faydalı hâle getirilmesi, kısaca işletmenin yaşaması için gereken inovasyona dönüştürülmesi, temelde insan kaynağı aracılığıyla gerçekleştirilecektir. Unutulmamalıdır ki,inovasyon süreci fırsatların yakalanması ve değerlendirilmesine yönelik fikrinortaya atılmasıyla başlamaktadır. Fırsatları görmek ve soruna ya da ihtiyacayönelik fikir üretmek bireylerin görevidir. Bu nedenle, her bireyin sahip olduğu yaratıcılık potansiyelinin açığa çıkarılması, yaratıcı düşünce ve davranışsonucunda işletme ve bireyin kazançlı çıkması sağlanmaktadır. Bu bağlamda,çalışanları inovasyon konusunda motive edecek ve var olan yaratıcı potansiyeli açığa çıkaracak her türlü uygulamaya işletmelerde yer verilmektedir. İşletmede yaratılacak inovatif ve değişime açık bir işletme kültürü, çalışanları yaratıcı olmaya ve inovasyon yapmaya yönlendirecek, böylece işletmenin sağlığıiçin gerekli değişim ve yenilik hareketleri başlamış olacaktır.Küresel rekabet ortamında rekabet avantajı yakalamak için inovasyon veiş gören motivasyonu işletmelerde var olan verilerdir. Bu iki önemli veriye birarada etkin şekilde liderlik edebilen işletmeler hem sürdürülebilir kalkınmakriterlerine ulaşmakta hem de rekabette adından söz ettirmektedir. Çünküinovasyon sürecinde bireyin üstlendiği görev, finansman ve teknoloji kaynağından çok daha önemlidir. Meraklı, araştırmacı, öğrenmeye ve inovasyongerçekleştirmeye istekli, pazar ihtiyacını önceden fark eden, bilgi birikimindenyararlanarak yaratıcı ve orijinal fikirler öne sürebilme yeteneği olan kısacayüksek motivasyona sahip bireyler, işletmeler için kaçırılmaması ve elde tutulması gereken kaynaklardır. Bu bağlamda, işletmede çalışanların motivasyonlarını yüksek seviyede tutmak, yaratıcılıklarına engel olacak faktörlerdenkaçınmak, onlara serbesti ve özerklik sağlayacak esnek uygulamalara yervermek, bilgi paylaşımına yönelik uygulamalar ile şeffaflık sağlamak işletmelerin temel görevlerindendir. Ayrıca işletmede yaratılan inovatif işletme kültürü, inovasyon sürecine katkı sağlayan iş görenin motivasyonunu içsel olarak artıracaktır. Görüldüğü gibi, inovasyon ve motivasyon kavramları birbirleriyleetkileşim hâlindedir.İş gören motivasyonunun iş görenin inovasyon performansına ne dereceetki ettiği, işletme yöneticilerinin son dönemlerde merak ettikleri konulardanbiri hâline gelmiştir. İşletmenin başarılı olmasında ve bunu sürdürülebilir kılmasında önemli iki faktör olan inovasyon ve inovasyonu ortaya çıkaracak işgörenin sahip olduğu motivasyon dereceleri, bu konuda çeşitli araştırmalarıgerekli kılmıştır.