Türkiye’de Çanakkale Köprüsü ile yeniden gündeme gelen kamu özel sektör iş birliği projeleri ne yazık ki lehte veya aleyhte tartışmaların ötesine gidememektedir. “Geçmediğimiz köprüye para ödeyeceğiz” veya “Bir kuruş vermeden yaptık” gibi açıklamalara mahkûm edilen milyar dolarlık projeler bilimden uzak bir şekilde tartışılmaktadır. Oysa ülkenin alt yapısını yenilemeye veya geliştirmeye dönük, kamu kaynaklarını kullanan, gelecek nesillere de mali olarak etki etmesi muhtemel bu projeler dünya çapında akıl, bilim ışığında konuşularak en doğru yöntem bulunmaya çalışılmaktadır. Bu çalışma güzel ülkeme bu konuda bir nebze ışık tutabilmek amacıyla hazırlanmıştır. Kamu yönetiminin yeniden yapılanmasının veya devletlerin başarısızlıklarının tartışıldığı günümüzde “Kamu Özel Sektör İşbirliği (KÖİ)”, devlete yeni bir görev biçme eğilimi ile ortaya çıkan “Yeni Kamu Yönetiminin” (YKY) sihirli bir uygulaması gibi sunulmaktadır. KÖİ’nin “devletin sunduğu hizmetleri, özel sektör eli ile yaptırması” olarak çok kısaca özetlenebilecek basit tanımın arkasında çok karmaşık bir ilişki yapısı meydana getirmesi, bu sihirli el sunumunun arkasındaki riskleri örtmeye yetmemektedir. Bu uygulama, özel sektör yenilikçiliği, özel sektör finansmanı, rekabet, performans ölçümü gibi birçok yeniliği ve verim artıran uygulamayı hükûmetlerin eline vermiş olduğu iddiası ile dünya çapında rağbet görmüştür. Diğer taraftan özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde KÖİ’ler, gerek yanlış tasarımından, gerek yolsuzluklar için muhteşem bir hedef olmalarından, gerekse bütçeye yükledikleri gizli masraflardan dolayı, bazen içinden çıkılmaz bir hâl alarak milyarlarca dolar zarara neden olmuşlardır. Uluslararası kuruluşların desteği ile dünya çapında yayılan KÖİ uygulamaları gerçekte doğru bir şekilde tasarlanır, doğru sektörlere yönlendirilir ve sosyal refahı artırmaya odaklanır ise; kamu hizmetlerini sunumunda gerçek bir devrim yaratabilecek potansiyeli içermektedir. Ancak bu faydayı elde etmek için KÖİ’nin tasarlanmasından, yönetimine, finansmanından, fesih aşamasına kadar kusursuz bir biçimde oluşturulması gerekmektedir. Bu kitap ülkemizde büyük bir ekonomik boyuta ulaşan KÖİ pazarının tasarımına yardımcı olmak adına doktora tezimden düzenlenerek ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın ortaya çıkmasında yardım ve desteğini esirgemeyen sayın hocam Prof. Dr. Muharrem Güneş’e ve bölüm hocalarıma şükranlarımı sunmayı bir borç bilirim. Kendileri olmasaydı bu çalışmayı tamamlamam mümkün olamazdı. Tüm çalışmalar ve öğrendiklerimden daha kıymetli olarak böylesine iyi insanları tanımış olmak eğitimim boyunca edindiğim en kıymetli tecrübedir.