Kitabın adını koyan, sevgili eşim, yaşam arkadaşım, Tanrı’nın lütfu, çocuklarımızın anası ve evin direği, eski müdür yardımcısı ve emekli öğretmen Canan Arslanoğlu’na teşekkürü bir borç bilirim. Akademik yaşamda, çektiğim çile ve sıkıntılara katlandığı için de ayrıca kendisine teşekkür ederim. Çünkü hocalarımın büyük çoğunluğu ya hiç evlenmemişler ya da boşanmışlardı. Tanrı’ya şükür ki; evlilik yaşamımızın 45 yılına girdik, kız ve oğlumuzdan 3 torun sahibi olduk. Bu başarıda, benden çok eşimin rolü vardır. Önceki baskıda kitabın adı, Olumlu Düşün, Sağlıklı Yaşa, Genç Kal, Mutlu Ol iken bu baskıda, Olumlu Düşün, Doğru Beslen, Sağlıklı Yaşa, Genç Kal olarak değiştirildi. Bu baskıda bir bölüm, konu ile doğrudan ilgili görülmediği için çıkarıldı, yeni bilgiler eklendi ve farkına varılan ufak hatalar düzeltildi. Bu baskıya, en son konu olarak ayrıca Sağlıklı Yaşayabilmek İçin Nasıl Beslenmeli? başlıklı bir bölüm eklendi. Yine kitabın EKLER kısmına, Torunlarıma Mektup adlı bir yazı daha ilave edildi. Bu mektubu, sadece torunlarıma değil Türkiye ve dünyadaki bütün Türk çocuklarına yazdım. Keşke bütün dünya çocukları okuyabilseler. Oysa çoğunluğa dilleri buna engel olacaktır. Edindiğim bilgileri, titizlikle uyguladığım için 27 yıl hastalanmadım ve tam 22 kilo verdim. Fakat 6 Ocak 2020 tarihinde Ankara’da betona sırt üstü düştüm ve 3 hafta tuvalete, eşim götürdü. Boynumdan başlayarak ayak ve el parmaklarıma kadar her yerim ağrıdı. YouTube’da, Çağla Yüksel’in “Sadece 10 dakikada bedeni dengele” adlı videosundaki hareketleri yaparak yürümeye başladım. Gittikçe daha da iyileşerek günde 10 bin adım atabilir hâle geldim. Ayrıca kendimden başka 12 kişiyi etkileyerek yaşamlarını değiştirdim. Okurlardan isteyen ve güçlü iradesi olanlar, bu bilgilerden mutlaka yararlanacaklardır. xi Sağlıklı ve mutlu yaşayabilmek için ayrıca kişinin olumlu düşünmesi de gerekir. Çünkü nasıl düşünürseniz öyle yaşarsınız. Oysa aile çevrem, hocalarım ve çalışma arkadaşlarımın sadece üç kişi dışında, hepsi olumsuz insanlardı. Olumsuz düşünmek ve sürekli yerli yersiz eleştiri yapmak son derece yanlış bir davranıştır. Oysa sürekli sorun çıkaran değil sorun çözen olmalı ve yaşadığımız sorunları, akılcı ve bilimsel yöntemlerle çözmeliyiz. Bu konuda sen nasılsın? diye sorulabilir. Kişinin kendisini anlatması doğru olmaz. Merak edenler, hakkımda çıkarılan Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu’na Armağan (2023) kitabını, her ildeki halk kütüphanelerinde okuyabilirler. Eğer yaşadığınız sorunları, akılcı ve bilimsel yöntemle çözemezseniz aklınızı bile kaybedebilirsiniz. Nitekim sorunlar yaşayanlar, genellikle kendilerine fiziksel veya psikolojik duvarlar örüyor ve onun içine kendisini hapsederek mutsuzluk içinde çırpınıyor. Oysa bu duvarları yıkıp özgürlüğe kavuşmak gerek. Türkiye’de çeşitli kurumlarda ve özellikle üniversitelerde, her çeşit yöneticilerin, çalışma arkadaşları ile iyi geçinerek onların motivasyonlarını artırıp çalışma şevklerini kamçılamaları gerekir. Kısacası yönetici, personelin huzurlu çalışacağı bir ortam yaratmalıdır. Çocuk yetiştirme tarzı, sağlıklı bir toplum ve kalkınma için son derece önemlidir. Hâlbuki Türkiye’de çocuklar ya baskı altında yetiştiriliyor ya da başıboş kendi hâline bırakılıyor. Oysa ne çocukları baskı altında yetiştirip beden ve ruh sağlıklarını bozacaksın ne de onları şımartıp kendisine, ailesine, topluma ve insanlığa zararlı hâle getireceksin. Grek filozoflarının deyimi ile ılımlı ortada yetiştirmek gerekir. Ayrıca Türkiye’de eğitimde, diyalog yerine genellikle monolog yöntemi kullanılıyor. Eğer bir ülkeyi diktatörlükle yönetecekseniz monolog bulunmaz bir nimet. Oysa gelişmenin olabilmesi için mutlaka diyaloğun olması şarttır. Soru soracaksın ki, tartışma ve düşünce gelişimi olabilsin. Oysa küresel çete, diyalog istemez. Çünkü bir ülkede diyalog kullanılırsa demokrasi, bütün kurum ve kurallarıyla yaşar, ekonomik ve sosyal kalkınma gerçekleşir. Fakat bu, ülkeleri xii sömüren çetenin işine yaramaz. Onun için elindeki para ve medya gücünü kullanarak birçok ülke yöneticisini, tehdit ve şantajla yöneterek sömürüyü gerçekleştirir. Toplumsal sorunlarla ilgili düşüncelerimi 2003-2013 yılları arasında internet aracılığı ile yaklaşık 3 bin kişi ile paylaştım ve bunlardan birçok olumlu geri bildirimler aldım. Bunlardan bazılarını ilgili bölümlerin altına diğerlerini ise kitabın sonuna yazdım. Merak edenler okuyabilirler. Daha önceki baskıda da belirttiğim gibi kitap, ister genç isterse yaşlı olsun her eğitim düzeyindeki kişilerinin kolay anlayabileceği sade bir dille yazıldı. Bu sebeple okurlar, dil ve içerik olarak kitaptan umduklarını bulacaklardır.