Kur’an, nasıl ve niçin okunmalı? Allah’ın, insanlara yol gösteren, hakikatle batılın arasını ayıran özelliklerle indirmiş olduğu bu kitap, hayata yön verecek ve hayatı belirleyecek nitelikte okunmalı. Kur’an’ın indirildiği Hz. Muhammed (s.), insanlık tarihinin kendi kuşağı peygamberler içinde sonuncusu olarak seçilmiş; kendisine indirilen bu kitap da nüzulü esnasında korunma garantisi ile insanlığın ufkuna sunulmuştur. Dünyada hiçbir kitabın erişemeyeceği rekor okunma ve basılma sayısına sahip bu kitabın, modern çağın ölçme aletlerinin mikyasını tarumar edecek nitelikte güce sahip olduğunu görüyoruz. Bu kitap, bir egemenlik ispatı kitabıdır. Yeryüzünde gelmiş geçmiş ve kendi çağlarının egemenlerinin karşına dikilen Allah’ın elçilerinin verdikleri mesaj aynı ve netti. Bu kitapla, Allah’tan başka egemen yoktur. Yaratan ilah, yönetimin de yegâne güçlü ve tartışılmaz sahibidir mesajı verilmekteydi. Bu kitap, Allah’a başkaldırmış yeryüzü egemenlerinin akıbetlerinin nasıl olduğunu, tarihin içinden en canlı örneklerle anlatan bir kitaptır. Bu kitap, Allah’a başkaldırmış, döneminin egemeni Firavun’un, kendisine karşı gücü olmayan bir toplumun peşine takılarak Allah tarafından nasıl helak edildiğinin anlatıldığı kitaptır. Bu kitabı okurken, kendi çağdaşı despot, rablık iddiasında bulunan ve “Sizin rabbiniz, egemeniniz ben değil miyim?” 10 | Seçilmişler Hz. MUSA (as)diyen adamın karşısında dizlerinin bağı çözülen güçsüz ve aciz bir toplumu, Allah’ın nasıl egemen kıldığını görmek gerektir. Bu kitap, çağdaş despotlara karşı güçsüz olduğunu sanan zavallı insanların, Allah’ın davasını sahiplendiklerinde nasıl bir güce sahip olacaklarını gösteren bir kitaptır. Bu kitap, hiçbir kitabın erişemeyeceği gerçeklikte tarihî verileri günümüze taşıyan bir kitaptır. İnsanlar arasında geçen diyalogların gerçekliği, tarihî vakaların birebir hakikat olması, hiçbir tarih ve arkeoloji kitabında yoktur. Batı’nın, geliştirdiği bütün bilimsel disiplinlere tanrı tanımaz anlayışını yerleştirmesi sonucu, tarihin en gerçek kıssalarının anlatımlarının içinde yer aldığı bilgilere, bu bilimsel disiplinlerde rastlamamız mümkün değildir. Hz. Muhammed (s.), tarihin en büyük değişim ve dönüşüm hareketini bu kitap ile gerçekleştirdi. Çünkü o ve arkadaşlarının, dünya, ahiret ve hayat motivasyonu olan bu kitabın ayetlerini okudukça nasıl bir Allah’a kulluk ettiklerinin farkına vardıklarını görüyoruz. Ayetleri okudukça artan imanları, hayatın içinde Allah’a güvenlerini sonsuz biçimde arttırıyor ve coşkuyla Allah’ın yolunda ölümüne koşuyorlardı. Din, egemenlik kelimesinin bir başka ifadesidir. Allah’ın dini demek, Allah’ın egemen olduğu bir dünyanın hayat tarzı demektir. İnsanlar, dinlerini yaşarlar ya da yaşadıkları şey neyse dinleri o olur. Hz. Musa, kendi buyurganlığını insanlara din edindirmiş Firavun’a karşı Allah’ın egemen olduğunu haykırması için gönderilmiş bir elçidir. Seçilmişler “Firavun’a git, o haddi aştı, Allah’a başkaldırdı.” emri, insanları, “Yeryüzünün rabbi olduğu iddiasıyla kandıran Firavun’a git, göklerde egemen olan Allah’ın, yeryüzünde de gerçek egemen olduğunu söyle.” şeklinde anlaşılmalıdır. Kur’an’da bu kadar uzun uzadıya anlatılan Firavun kıssası, Firavun denilen despot kralın gücünün, amiyane tabirle “hikâye” olduğunun tescili içindir. Tarihin içindeki bu egemen bozuntularının ardında bıraktıkları piramitler, kendi adlarına ne kadar güçlü olduklarının görseli anlamına gelmekte ise de iktidarları, Allah’ın kendilerine verdiği süre kadardır. Allah, Firavun’u yeryüzünde lanetlemiştir. İnsanlar, Firavun kelimesini, lanetin temsili olarak zikrederler. Firavun kelimesinin zulüm ve despotluğu temsil etmesi de bu lanetin sonucudur.