Yirminci yüzyılın sonları ve 21. yüzyılın başlarında dünya genelinde bir yandan nüfus artışı, bir yandan başdöndürücü hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler ve tüketim çılgınlığı gibi nedenlerle doğal kaynakların yönetilmesi ve sürdürülebilirliği daha da önemli hâle gelmıştır. Doğal kaynakların akılcı bir biçimde yönetilmesi ve sürdürülebilirliği insanların doğaya daha bilinçli yaklaşmalarını gerektirmektedir. Bunun sağlanabilmesinin yolu ise eğitimden geçmektedir. Bu anlamda, bilinç kazanma yaklaşımı her şeyden önce bu alanın daha iyi bilinmesini gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla çevre eğitimi ele alınırken alanla ilgili genel bilgilere öncelik verilmelidir. Kitabımızın ilk bölümleri bu görüşten hareketle çevre ile ilgili terminolojiye, çevre kuramlarına, çevrenin ekonomik, sosyolojik, tarihsel, antropolojik ve kültürel yönlerine ağırlık vermektedir. Sonraki bölümlerde ise daha çok çevre eğitiminin genel yönleri, çevre eğitimi yöntemleri ve özellikle okulöncesi dönemde çevre eğitimi konuları ele alınmıştır. Çevre insan ilişkisine, dönüştürebilme, değiştirebilme bir anlamda etkileme olanağı daha fazla olan taraf insan olduğuna göre insanın bu konudaki davranışları, değerleri, tutum ve kararları önem kazanmaktadır. Sözkonusu alanda insan davranışlarının, değerlerinin, tutum ve kararlarının oluşturulması ve değiştirilmesi anlamında eğitime çok iş düşmektedir. Ama böylesine çok yönlü, karmaşık ve özellikle Türkiye açısından geçmişi çok eskilere dayanmayan bir alanda eğitimin nasıl planlanacağı ve uygulanacağı konusu üzerınde düşünmek, incelemek ve araştırmak gereklidir. Bu kitap, belirtilen çabalara katkı sağlaması umudu ile oluşturulmuştur. Kitabımızın araştırmacılara, uzmanlara, eğitimcilere ve öğrencilere katkılar sunmasını diliyoruz.