Valilik kurumu, toplum kalkınmasında her zaman önemli role sahip olmuştur. Bir öğrencim, bu gerçeği toplumsal hafıza yönüyle kayda geçirmek lazım, tez konularınız içinde vali ve kaymakamların yeri çok yoğun değil demişti. Belirtilen bu gerçeklik içinde söz konusu dokunuşları zaman zaman gerçekleştirdim. Sanıyorum, küresel ilişkileri de kapsayan en kapsamlısı elinizde tuttuğunuz danışmanlığını dolayısıyla yapılandırmasını yaptığım, bu çok değerli doktora tez çalışması olup sevgili öğrencim Dr. Yakup Özkaya tarafından özenle araştırılarak yazılmıştır. Tezin içeriğinin belirlenmesinde 2017 yılında Anayasa’da yapılan değişikliklerle kabul edilen Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine 2018 yılında yapılan seçimler sonrasında geçilmesi ve bağlantılı düzenlemeler etkili olmuştur. 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nda, valilerin hukuki durumları, görev ve yetkileri yer almaktadır (5442, md.9). Vali, ilde, Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi ve idari yürütme vasıtasıdır. Ayrıca hükûmet sisteminin temelini oluşturan “hukuk devleti ve demokratikleşme” göstergeleri, On Birinci Kalkınma Planı’nın temel eksenlerinden biri olarak kurumsallaştırılmıştır. Mamafih Türkiye’de valilik kurumu, hiçbir zaman bu felsefenin dışında kalmamıştır. Valilerimiz, idari–kurumsal rollerini yerine getirirken gerek toplum (devlet) gerekse idari yönüyle dengeyi her zaman bugünkü terminoloji ile “kolaylaştırıcı ve cesaretlendirici” rollerde korumuş ve yol gösterici olmuştur. Vali, ilde Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi ve idari yürütme vasıtası olarak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve diğer mevzuatın neşir ve ilanı ile uygulanmasını sağlamak, talimat ile emirleri yürütmekle görevlidir. Bu işlerin gerçekleştirilmesi için gereken bütün tedbirleri almaya yetkilidir. Kanunda belirtilen yetkileri kullanabilmesi için valiler, genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler. Valiler, adli ve askerî teşkilat dışında kalan bütün devlet daire, müessese ve işletmelerini, özel iş yerlerini, özel idare, belediye köy idareleriyle bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetler, teftiş ederler. İlin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenleyerek denetlemekten sorumludurlar. Valilin en geniş anlamıyla yaşam kalitesi göstergelerini geliştirmek için hizmetlerde süreklilik kadar verimlilik ve aksamaların önlenmesi ilkesi içinde çok yönlü görevleri bulunmaktadır. Türkiye’de alanında ilklerden olan bu çalışmada, yerel yönetimlerle iş birliği ve/veya tek başına yürüttüğü hizmet akışının yönetimi vb. konular kapsamında, halkın valilik kurumu ve vali algısı analizi yapılmıştır. Nihai tahlilde, her zaman iv yanımızda duran ve araştırmalarımızda da bize destek veren değerli valililerimize vefa borcumuzu bir şekilde bu çalışma aracılığıyla iletmiş olmaktayız. Kitabın basımında ve kamuoyuna iletiminde her zaman öncü role sahip Nobel Yayınevi yönetimine de bu vesile ile teşekkür ederim. Kitabın okuyuculara faydalı olmasını dilerim.