Bilimsel çalışmaların konu seçiminde çeşitli faktörlerin etkisi vardır. Bunların bir kısmında kişinin zihin dünyasındaki sorulara cevap aramak ya da günlük hayatta karşılaşılan çarpıcı bir olay etkili olabilir. Bu çalışmanın temelleri de, yaşamın içinden bir deneyime dayanmaktadır.Hac vazifesine hazırlık amacıyla, Bursa’da alışverişe çıktığım bir gündü. Şehrin en kalabalık caddelerinden birinde, çıkacağım manevi yolculuğun şevki ve heyecanı ile oradan oraya koştururken, gözüm çok tanıdık bir simaya takıldı. Bir genç, yanında birkaç paket mendille, yol kenarında bekliyor ve “mendil alın, mendil... mendil alın, mendil” diye sürekli tekrar ediyordu. Yanına yaklaştım, yüzü kirli, elleri kirli, kıyafeti yıpranmıştı. Yarı anlaşılır bir ifade ile, gelene geçene mendil satmaya çalışıyordu. Down Sendromlu bu genç adam, evde daha o sabah gördüğüm kardeşim Numan’dan birkaç yaş büyüktü. Dilenmiyordu, kimsenin tek kuruş verdiği de yoktu. Onun o caddenin kenarında, bakımsız haliyle, “bir şeyler yapabilme” gayreti -kendi manevi yolculuğumun telaşı içinde bir anda karşıma çıkan bu görüntübeni derinden sarsmıştı. Hayatta “var”olma, bir işe yarama ve bir şeyler üretme, bir amaca sahip olma gibi hayati öneme sahip ihtiyaçların bu genç adamı da içine çektiği ortadaydı. Engelleriyle birlikte, şehrin göbeğinde saatlerce dikiliyor, varlığını toplumun gözüne sokarcasına, “ben de varım ve bir işe yaramak için çabalıyorum” diyordu.O gün, biri kişisel diğeri ise evrensel iki gerçeği fark ettim. Birincisi, her engelli genç, benim kardeşim kadar şanslı değildi. Ailemizin Down Sendromlu kardeşim Numan’a yaklaşımı, onun kendini gerçekleştirme serüveninde her zaman sergiledikleri destekleyici ve önünü açıcı tavır Numan için gerçekten ne büyük şanstı. İkinci ve asıl önemli olan ise, varoluşuna bir anlam katmanın, engelli-engelsiz herkesin temel ihtiyaçlarından biri olduğu gerçeğiydi. Manevi dünyamızın havası-suyu gibiydi adeta bu ihtiyaç. Ve hiçbir engel tanımıyor, hatta asıl “engellilik” bu ihtiyaçların karşılanması engellendiğinde yaşanan durum olarak ortaya çıkıyordu.Bu çalışmayı, başta ilham kaynağım, çalışmanın varoluş sebebi, kardeşim Numan Gören olmak üzere, tüm Down Sendromlu bireylere “insan olmanın” en güzel ve derin hallerini yaşama fırsatı tanınması yönündeki çabalara bir katkı olması amacıyla gerçekleştirdim.Öncelikle beni hayatımın her safhasında etkili nasihatiyle motive eden babama, pratik zekası ve fedakarlığı ile yaşamımı kolaylaştıran, sevgi ve şefkat kaynağı anneme, bu çalışmanın varlık sebebi, kardeşim Numan Gören’e, hayatımda varlıkları için, sevgili çocuklarım Ahmet, Meryem ve Hüma’ya teşekkür ederim.Bu çalışmada beni bursiyerlikle destekleyen TÜBİTAK’ a, çalışmayı projelendirerek destek veren Türkiye Diyanet Vakfı KAGEM’e ve dönemin KAGEM müdürü Dr. Hicret Toprak’a teşekkürü borç bilirim. Bilge kişiliği, müşfik ve mütevekkil tavrı ile öğrencilerine her konuda rehberlik eden Hocam Prof. Dr. Öznur Özdoğan’a teşekkür ederim. Çalışmamın her aşamasında tavsiyelerinden istifade ettiğim, beni güzel bakış açısıyla motive eden, zamanını cömertçe bana ayıran değerli hocam Doç. Dr. Naci Kula’ya, daima çözüm odaklı tavrı, dinamik ve aydın dimağıyla bana rehberlik eden kıymetli hocam Prof. Dr. İhsan Çapçıoğlu’na, danışma ihtiyacı duyduğumda kapılarını bana açacağına emin olduğum ve bana kendimi değerli hissettiren saygıdeğer hocam Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’e, akademik yolculuğumda rehberim olan Prof. Dr. Üzeyir Ok’a teşekkür ederim.Projenin gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayan, genç ve samimi yüreklerini ortaya koyan sevgili Altındağ İmam Hatip Lisesi öğrencilerine, projede gönüllü olarak gözlemci rolünü üstlenen öğretmen arkadaşlarım Mukaddes Bulut ve Öznur Coşkun Başelma’ya, gerek çocuklarını projeye katılma konusunda teşvik ederek gerekse en samimi duygularını ve hatıralarını benimle paylaşarak çalışmama en büyük desteği veren değerli Down annelerime yürekten teşekkür ederim.Projenin uygulama safhasında iletişim kurduğumuz herkesten yürekten destek gördük. Bu isimlerden, saygıdeğer hocam Songül Sönmez’e, Hacıbayram Cami İmamı Ahmet Hoca’ya, Neyzen Ömer Faruk Keskin’e, Altındağ İHL Müdür Mustafa Şakacı’ya, dönemin Yenimahalle İlçe Milli eğitim Müdürüne, tüm KAGEM çalışanlarına ve gönüllülerine, dönemin Altındağ Müftüsü ve Altındağ Örnek Cami imamına teşekkür ederim.“Down Sendromlu Bireylerin Manevi Bakımı ve bir Model Önerisi” başlığı ile araştırmacının doktora tezi olarak literatürde yer alan bu çalışma, okuyucuya daha çok hitap edebilmek adına çalışmanın özgünlüğü bozulmadan düzenlenmiş; başlık “Zihinsel Engellilik ve Maneviyat: Maneviyatın ‘Down’ Hali” şeklinde sadeleştirilmiştir.