Bir asrı geride bırakan Türkiye Cumhuriyeti’nin pekişmiş bir demokrasiye sahip olduğunu söylemek maalesef mümkün görünmemektedir. Bunda Cumhuriyet tarihinde yaşanan askerî darbelerin ve bu darbelerin sonucunda hazırlanan anayasaların etkisi büyüktür.Türkiye’de demokratikleşme, anayasal gelişmeler gibi konuları çalışmaya başlayan araştırmacılar, kendilerini askerî darbeleri de incelerken bulurlar. Çünkü Türkiye, çok partili hayatı tecrübe etmeye başladıktan sonra iki askerî darbe yaşamış ve bu askerî darbeler sonrası hazırlanan anayasalar da pek çok antidemokratik hüküm içermiştir. Darbeyi gerçekleştiren askerler, yönetimi sivil siyasetçilere devrederken anayasal sistem içerisinde kendilerine özerk alanlar açan, karar alma süreçlerinde söz sahibi olmaya devam edebilecekleri kurumlar inşa etmeyi ihmal etmemişlerdir. Anayasal sistemin birer parçası hâline getirilen bu kurumlar, kararları ve uygulamalarıyla Türkiye’nin tam ve pekişmiş bir demokratik sisteme kavuşmasını engellemiş; yönetilenlerin oyuyla seçilmiş sivil siyasetçilerin toplumu ilgilendiren konularda karar almaya tek yetkili olmalarının önüne geçmişlerdir. Bugün bile Türkiye’de demokratikleşme yönünde atılan her adım “vesayete karşı verilen mücadele” olarak ifade edilmektedir. Bu söyleme paralel olarak, Türk siyasal sistemi üzerine yapılan değerlendirmelerde de “vesayet”, “vesayetçi yapılar”, “vesayet organları”, “vesayetçi demokrasi” gibi kavramların sıkça kullanıldığı görülmektedir. Bu kavramlar çerçevesinde yapılan çalışmalar da 1982 Anayasası’na ve onun içeriğine odaklanmaktadır. Çalışmalar incelendiğinde Türkiye’de vesayetçi demokrasinin yerleşmesine dönük anayasal adımların 1961 Anayasası ile atıldığı; bu demokrasi anlayışının güçlenmesinin ise 1982 Anayasası ile sağlandığı ifade edilmektedir. Bu ifadeler elbette ki doğrudur. Ancak ihmal edilen ya da eksik kalan nokta, vesayetçi demokrasinin 1961 Anayasası ile nasıl tesis edildiğidir. İşte bu kitap, ihmal edildiği düşünülen 1961 Anayasası dönemine odaklanan bir doktora tez çalışmasının ürünüdür. Kitaba temel teşkil eden doktora tezi; Prof. Dr. iiiDavut Dursun’un danışmanlığında gerçekleştirilen ve Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı’nda kabul edilenTürkiye’de Vesayetçi Demokrasinin Kurumsallaşmasında 1961 Anayasasının Rolüisimli çalışmadır.Bu eser, şüphesiz pek çok insanın katkısıyla meydana geldi. Tez çalışmasının danışmanlığını üstlenen saygıdeğer hocam Prof. Dr. Davut Dursun’a hem önerileri hem de titiz incelemeleri sebebiyle teşekkür etmek isterim. Yine tez çalışmasının izleme komitesinde yer alan Prof. Dr. Hamza Al ve Prof. Dr. İsmail Hira da gerçekleştirdiğimiz tüm toplantılarda ufuk açan kıymetli katkılarda bulundular. Her iki isme de içtenlikle teşekkür ederim.Bu çalışmanın özellikle son hâlini aldığı dönemde verdikleri moral ile beni zinde tutan isimlere de büyük birer teşekkür borçluyum. Akademisyenlik fikrinin zihnimde şekillenmesinde önemli yeri olan Akademisyenler Birliği Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Şahin hocama, birlikte çalışmaktan memnuniyet duyduğum Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden mesai arkadaşlarım Ayşe Güneş Uyar, Süleyman Bakkal ve İbrahim Taha Dursun’a, yolumuz kesiştiği için kendimi şanslı hissettiğim dostlarım Munise Sevil Karadağ ve Erhan Güney Karadağ çiftine teşekkür ederim.Son teşekkürümü ise hayatımın her anında yanımda olan annem, babam ve ağabeyime etmek istiyorum. Onların sevgilerine ve sabrına çok şey borçluyum