Türkiye yaklaşık iki yüz yıldır demokratikleşme ve modernleşme mücadelesi veren, köklü devlet ve yönetim geleneğine sahip bir ülke. Ne var ki, demokratikleşme süreçleri neredeyse periyodik olarak rafa kaldırılmış ve sürekli kesintilere maruz kalmış. Öyle ki, demokrasiye yeniden geçildikten sonra ikisi doğrudan, üçü dolaylı -yalnızca biri başarısız- olmak üzere beş askeri müdahale ve teşebbüsü yaşanmış, çok sayıda darbe planı yapılmış ve bazıları uygulanmış. Türkiye gibi askerî müdahalelerin sıklıkla yaşandığı bir ülkede bu konu üzerine pek çok araştırmanın yapılmış olduğu düşünülebilir. Ancak, bu çalışmanın konusu olan 28 Şubat dâhil, askeri müdahaleler daha çok siyasî sebep ve sonuçlarıyla ya da bizzat darbeyi yapanın çizdiği paradigmanın doğruluğu ya da yanlışlığı ekseninde tartışılmış, çalışmalarda tarihi köklere içkin iktisadî arka plan yeterince incelenmemiştir. Darbe incelemeleri de konjonktürel olayların ya da güncel tartışma konu ve çekişme alanlarının dışına çıkamamış, darbelere sebep olarak daha çok dönemin kişi ya da gruplarının söz ve 11 İBRAHİM AYYILDIZ | 28 ŞUBAT NEDİR?12 İBRAHİM AYYILDIZ davranışları ya da rejimi tehlikeye atan uygulamalar gösterilmiştir. Oysa vuku bulan pek çok olay gibi darbeler de tarihî köklerinden ayrı ele alındığı veya onun ekonomik, sınıfsal ve sosyolojik temelleri göz ardı edildiği takdirde anlaşılamaz. 28 Şubat muhtırası veya “post-modern darbesi” de, tıpkı kendinden önceki askeri müdahaleler gibi, genel olarak tarihî ve sisteme ilişkin yapının, özel olarak da 1980 sonrası gelişen yeni egemenlik ilişkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla 28 Şubat Darbesi’ni iktisadî kökleriyle inceleyebilmek için kaçınılmaz olarak toplumsal-iktisadî yapıya, ordunun sistem içindeki yerine ve darbeye giden süreçte aktör ve kurumların aldıkları tavırlara bakmak gerekir. Çünkü ilk bakışta siyasî bir mücadeleden ibaret görülen darbeler, tarihsel kökleri itibariyle, toplumsal yapıya bağlı olarak şekillenen ve arka planı bakımından da iktisadî ilişki ve gerilimlerin damgasını taşıyan bozulmaları ifade etmektedir. Bu çalışma, 28 Şubat’ı bir kısım asker bürokratın girişiminden öte, müdahalenin sosyo-ekonomik ve politik boyutlarını da göz önüne alarak irdelemektedir. Bu amaçla öncelikle 28 Şubat’a gelinen süreçte olayların gelişimi ve aktörlerin rolleri ele alınmıştır. Ardından, 28 Şubat’ın ekonomik boyutu ele alınmıştır. Sürecin öncesi ve sonrası döneme damgasını vuran iktisadî politikalara ve bölüşüm politikalarına yer verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, Türkiye’de askeri darbe ve muhtıraları anlamayı mümkün kılacak bir tarihi ve sosyolojik analize yer verilmiştir. Her askeri müdahale ülkeye büyük acılar yaşatmış, istikrarsızlık ve yoksullaşma ile ekonomik ve siyasi gelişme kaybını ifade etmiştir. Ve henüz hiçbirine, suçun ağırlığına denk düşen hukuki bir ceza verilmemiştir. Her darbe ve muhtıra, 28 ŞUBAT NEDİR? 13 geride sayısız hak ihlali, ölümler, işkenceler, kayıplar, parçalanmış aileler ve kapanmayan yaralar bıraktığı halde. Elinizdeki kitap, Kırıkkale Üniversitesi’nde 2011 yılında tamamladığım yüksek lisans tezimin, içeriğine dokunmadan, okumayı kolaylaştırma amaçlı olarak yeniden bölümlendirilmiş ve bu yönde gözden geçirilmiş halini ifade etmektedir. Türkiye’deki militarizm ve askeri müdahaleler sorununu anlamaya katkıda bulunması ümidiyle…