Osmanlı tecrübesini müteakip eğitim-öğretim alanında Tevhid-i Tedrisat kanunun kabulüyle yeni bir döneme adım atılmış, bu yeni dönemin ilk yılları ülkemizde örgün ve yaygın din eğitimi için problemli bir süreci beraberinde getirmiştir. Söz konusu süreçte, halkın din eğitimi ihtiyacına yeterince cevap verebilme bağlamında devlet eliyle yerinde, zamanında ve etkilitedbirlerin alınmasının hiç gündeme gelmemesi, din eğitimi/öğretimi uygulamalarının zafiyete uğramasına sebep olmuştur. Din eğitimi/öğretimi açısından çalkantılı ve istikrarsız olarak nitelendirilebilecek olan bu dönemi yaşayarak deneyimleyenlerden birisi de Ahmet Hamdi Akseki’dir. Kendisi genel manada toplumunun uğradığı sosyal ve kültürel değişimleri yakından takip etmiş, toplumsal açıdan olumsuz olarak gördüğü hususları açıkça dile getirmekten çekinmemiş; telif ettiği eser, makale ve raporlarıyla, isabetli tespit, teşhis, teklif, tahlil ve tenkitlerde bulunmuştur. Buna ek olarak, din eğitimi özelinde de örgün ve yaygın din eğitiminde görülen sıkıntıları ortaya koyup çözüm yolları aramış, bu amaçla pek çok çalışmaya aktif olarak katılmış, farklı makamlarda önemli görevler icra etmiş, eserler telif etmiş, meseleler karşısında duyarlılıkla hareket etmiştir. Bütün bu hususiyetler Akseki’yi, erken Cumhuriyet dönemi din eğitimi teorisi, uygulamaları ve tarihi açısından önemli bir şahsiyet haline getirmektedir.Bu çalışmada Akseki’nin “Köylüye Din Dersleri” başlığını taşıyan eserini tanıtmak ve söz konusu eserin metnini günümüz Türkçesi’ne çevrilmiş ve notlar ilave edilmiş şekliyle okuyucuyla buluşturmak hedeflenmiştir. Bu sayede Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaygın din eğitimi ile ilgili yazılmış bir metnin her yönüyle günümüze taşınmasına ve anlaşılmaya çalışılmasına bir katkı sunmak amaçlanmıştır. Ele alacağımız kitabın ismi “Köylüye Din Dersleri” olmakla birlikte çalışmamızın kapağında ve metin içi başlıklarda “Topluma Din Dersleri” ifadesi tercih edilmiştir. Bunun temel sebebi Akseki’nin, kitabını sadece köylüler için değil toplumun tüm kesimlerine yönelik olarak ve herkese hitap edecek tarzda yazdığını beyan etmiş olmasıdır. Konuyla ilgili kitabın girişinde şu ifadeler yer alır: “ ‘Köylüye’ diye yazmış olduğum bu kitaplarda mevzu bahis olan mesail(in) bütün Müslümanlar arasında müşterek olduğu şüphesizdir. Bu itibarla kitap, sade köylü için değil, herkes içindir. Köylü istifade ettiği gibi başkaları da istifade edecektir. Aynı zamanda bu kitaplar, vaizler ve hatipler için de bir rehber olacaktır. Vaizler kürsülerde, hatipler minberlerde köy imamları ve köy muallimleri de müsait vakitlerde bu dersleri ahaliye anlatırlarsa herhalde onlara hem dinini, hem dünyasını sahih bir surette öğretmiş olacaklardır.” Müellifin bu açıklaması, metinde “Topluma Din Dersleri” ibaresine yer verilmesinin temel dayanağı olmuştur. Çalışma, giriş ve iki bölümden oluşmaktadır: Giriş kısmında, erken Cumhuriyet dönemi din eğitimi atmosferine kısaca temas edilmiş; çalışmanın yöntemi, sınırlılıkları ve ilgili literatüre dair bilgi verilmiştir. Birinci bölümde Akseki’nin ilmi hayatı ve kişiliği, hizmetleri ve eserlerine değinilmiş, “Köylüye Din Dersleri” kitabının sahip olduğu temel nitelikler ortaya konulmaya çalışılmıştır. İkinci bölüm ise eserin günümüz Türkçesi’ne çevrilmiş metnine ayrılmıştır. Çalışmanın vücut bulmasında bazı isim ve kurumların değerli katkıları olmuştur. Öncelikle çalışmamızın konusu olan eserin sahibi merhum Ahmet Hamdi AKSEKİ’ye yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Ardından gerek bu çalışmanın tamamlanması sürecinde, gerekse akademik hayatım boyunca katkı, destek, dua ve rehberliğini hiçbir zaman eksik etmeyen kıymetli hocam Prof. Dr. Bayraktar BAYRAKLI’ya teşekkür ediyorum. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Bilim Dalı’nda görev yapan, birlikte çalışmaktan bahtiyar olduğum ve desteklerini daima ma hissettiğim bütün hocalarıma da müteşekkirim. Metindeki bazı ibareleri doğru okuma ve çözümleme noktasında yardımlarını esirgemeyen Doktor Öğretim Üyesi Abdullah UĞUR ve Doktor Öğretim Üyesi Yasin YAYLA’ya, kitabın basımını üstlenen FECR Yayınları çalışanlarına ve Hüseyin NAZLIAYDIN Beyefendi’ye de hassaten teşekkür ediyorum. Beni yetiştirip bugünlere getiren anneme, babama ve bütün aileme sonsuz şükran borçluyum. Teşekkürlerin en büyüğü ise, her daim sınırsız desteklerini hissettiğim, varlıkları en büyük şükür sebebim olan sevgili eşim Elif Şüheda ve biricik kızım Hafsa’yadır. Gayret bizden, tevfik yüce Allah’tandır! Ramazan GÜREL Bağlarbaşı, 2023.