İslâm’ın inanç ilkelerini ve onların savunulmasını konu edinen kelâm ilmini, tarihsel serüveni, konusu, gayesi, yöntemi, dinamik yapısı ve diğer İslâmî ilimlere ilkesel anlamda öncülük etmesi gibi hususları dikkate alarak İslam düşünce tarihinin kurucu ilmi olarak nitelemek mümkündür. Felsefe ise, varlık, bilgi ve değerler alanıyla ilgili problemleri akılcı, tenkitçi yöntemlerle inceleyen ve temellendiren sistemli fikrî faaliyetler bütünü olarak nitelenmektedir. Her ne kadar amaç ve yöntem bakımından farklılıkları olsa da kelâm ve felsefenin ele aldıkları konular benzerlik göstermektedir. Başta metafizik alan olmak üzere, varlık, bilgi ve değer gibi konular hem kelâmın hem de felsefenin inceleme alanını oluşturmaktadır. Bu nedenle daha özel bir konum ve amaca sahip olan kelâm ilmi, ele aldığı konuları incelerken ve bunlarla ilgili düşünce üretirken, felsefenin salt aklî çıkarımlarla elde ettiği verilerden de yararlanır. Ayrıca kelâm ilminin, farklı disiplinlerin verilerini kullanması sadece felsefeye özgü de değildir. Kelâm ilmi; astronomi, fizik, kimya, biyoloji, matematik, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve siyaset bilimi gibi daha pek çok bilimin verilerini kendi amacı doğrultusunda kullanabilir. Zira onun amacı İslâm’ın inanç ilkelerini aklî olarak temellendirme, açıklama ve bunlarla ilgili ortaya çıkabilecek şüphe ve tereddütleri ortadan kaldırmaktır. O, bu amacı doğrultusunda doğal olarak farklı disiplinlerin verilerinden yararlanır. Bu nedenle kelâmcılar, naslarla ortaya konmuş olan ve temelini iman ilkelerinin oluşturduğu konulara mesâil adını vermiş ve bunların hiçbir zaman ve zeminde değişmeyeceğini söylemiş; bu mesâili kanıtlamak ve anlaşılmasını sağlamak için kullanılan her türlü vasıtaya da vesâiladını vermiş ve bunların zaman ve zemine göre değişebileceklerini ifade etmişlerdir.Prof. Dr. Fethi Kerim Kazanç koordinesinde yürütülen “Lisansüstü Öğrencilerin Akademik Yazma Becerilerinin Geliştirilmesi-I” isimli proje sonucunda ortaya çıkan yazılardan oluşan bu çalışmada, kelâm ve felsefenin ilgi alanına giren yöntem, metafizik,inanç, bilgi, din, ulûhiyyet, şiddet, kötülük ve değer gibi konular ele alınmaktadır. İşlenen konular daha ziyade kelâm ilmine özgübir anlayışla ele alınmakta olup bazen de her iki disipline atıf yapılarak karşılaştırmalı olarak verilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda “Mütekaddimûn Dönemi Eş‘arî Kelâmında Yöntembilim Sorunu”, Prof. Dr. Fethi Kerim Kazanç; “Kâdî Abdülcebbâr’ın Metafizik Düşüncesine Dair Bazı Notlar”, Öğr. Gör. Enes Er;“İman-Fıtrat İlişkisi”, Lütfullah Göngör; “Kâdî Abdülcebbâr ve John Locke’ta Bilgi Anlayışının Mukayesesi”, Necmeddin Numan Çoban; “Fârâbî ve Kant’ın Din Anlayışları Üzerine Karşılaştırılmalı Bir Çözümleme”, Muhammed Aydın Çetinkaya; “Gazâlî’nin Ma‘rifetullah Düşüncesi Üzerine Bir Değerlendirme”, Muhammed Murat Gündüz; “İmâm Mâtürîdî’de Allah Tasavvuru”, Mehmet Demir; “İslâm Kelâmında Nübüvvetin Hükmü: Mu‘tezile Örneği”, Mahmut Yasir Ay; “Mu‘tezile ve Ahlâkın İşlevselliği: Kâdî Abdülcebbâr Örneği”, Furkan Genç; “Şiddet ve Kötülük Üzerine Kelami Bir Değerlendirme”, Dilek Sarı ve “‘Üss-i İslâm’ Kitabı Özelinde Filibeli’nin Yeni Akâid Anlayışı Üzerine Bir Değerlendirme,” Şahin Kara tarafından ele alınmıştır. Fethi Kerim KAZANÇ Zübeyir ÜÇTAŞ Samsun-2023 .