İnsanın doğayla kurduğu ilişki, tarih boyunca toplumsal yapılar, ekonomik sistemler ve politik düzenlemeler üzerinde belirleyici bir rol oynamıştır. Ancak sanayi devrimiyle birlikte artan üretim ve tüketim döngüsü, çevre üzerindeki baskıyı giderek artırmış ve küresel boyutta hissedilen çevresel sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bugün, iklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi, biyolojik çeşitliliğin azalması ve çevresel adaletsizlikler gibi zorluklar, yalnızca çevreyi değil, aynı zamanda toplumları ve ekonomik sistemleri de derinden etkilemektedir. Bu bağlamda, çevre politikalarının yalnızca çevresel sürdürülebilirliği hedeflemekle kalmayıp, ekonomik büyüme, sosyal adalet ve mali sorumluluk ilkeleriyle uyumlu bir şekilde tasarlanması gerekmektedir. Çevre sorunlarının küresel ölçekte giderek derinleştiği ve etkilerini her geçen gün daha fazla hissettirdiği bir çağda yaşamaktayız. Bu durum, yalnızca ekosistemler üzerindeki yıkıcı etkileriyle değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve politik yapılar üzerindeki dönüştürücü gücüyle de dikkat çekmektedir. Artan çevre sorunları, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetiminden iklim değişikliğiyle mücadeleye, gıda güvenliğinden enerji politikalarına kadar birçok kritik alanı doğrudan etkilemektedir. Aynı zamanda, çevreyle ilgili bu çok boyutlu meseleler, kamu ekonomisi ve kamu maliyesinin temel işlevlerini de yeniden değerlendirmeyi gerektirmektedir. Çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için kamu ekonomisinin kaynak tahsisi, gelir dağılımı ve ekonomik istikrar gibi hedefleri çevre politikalarıyla uyumlu hale getirilmelidir. Bu bağlamda, çevre vergileri, teşvik mekanizmaları ve kamu harcamaları gibi mali araçların etkin kullanımı, yalnızca çevreyi koruma amacı taşımamakta; aynı zamanda ekonomik büyüme, sosyal refah ve adalet hedeflerine de hizmet etmektedir. Çevre ile piyasa ekonomisi, kamu ekonomisi, kamu yönetimi, sosyal adalet ve uluslararası ilişkiler arasındaki bu dinamik ilişkilerin kavranması, çözüm odaklı politikalar geliştirmek ve geleceğe yönelik etkili stratejiler oluşturmak için hayati bir gereklilik haline gelmiştir