Bir öğretmenin sınıf yaşantısı öğrencileri ile olan ilişki, iletişim ve etkileşimleri ile doludur. B“t“nde okul, öğretmen, eğitim programları, eğitim-öğretimin etkili olmasına katkı veren eğitim araç-gereçleri ve diğer t“m unsurlar, her bir öğrencinin bireysel anlamda bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor açıdan en g“çl“ şekilde gelişimini, toplumsal açıdan ise Dziyidz ve Dz“retkendz olmasını, başka bir değişle topluma yararlı olmasını sağlamak için tasarlanmıştır. Bireyi önemseyen ancak toplu olarak gerçekleştirilmeye çalışılan bu s“recin etkililiği ve verimliliği hem öğrencilerin bireysel ve toplu olarak hem öğretmenin kişisel ve meslekî olarak sınıfta psikolojik, sosyolojik ve ekonomik açıdan rahat ve g“vende hissetmeleri ve t“m çevresel faktörlerin bu s“reci destekleyici nitelikte olması ile doğru orantılıdır. B“t“nde okul, özelde ise sınıf kendine özg“ yapılardır ve insan ilişkileri ile şekillenir. Öğrenme-öğretme ortamının g“c“ de öğrencilerin hazırbulunuşluğu, ortamın ve programların niteliği, öğretmenlerin kişisel özellikleri, öğretmenlerin yeterlikleri vb. pek çok değişkenle birlikte sınıf k“lt“r“ ve iklimi ile anlamlandırılabilir. Öğretmenin öğrencilerin dikkatini derse odaklama ve devamında geliştirdiği her eylem ve etkinlikle sınıfı tam da öğrenme aşamasına geçirebildiğini hissettiği Dzandzlar; her bir öğrencinin zihnini t“m diğer bağlamlardan uzaklaştırarak işlenen temayla zihinsel, duyuşsal ve bilişsel açıdan ilişki kurması ile tam da öğrendiği duygusunu edindiği Dzandzlar, deyim yerindeyse Dztransdz haliyle tanımlanabilecek eşsiz bir duruma işaret eder. Denetim kavramı tam da bu noktada bu anların çoğaltılması için çalışmak anlamında olmalıdır. Öğretmen sınıfta Dzyalnızdzdır. Bunun anlamı hem öğretmenlik performansı, hem öğretim ile ilgili plan, program, uygulama ve ölçme ve değerlendirme ile ilgili kararları, gözlem ve değerlendirmeleri açısından temelde Dzbir başınadz olmasıdır. Öğretmen sınıftaki Dzkendidz ve meslekî uygulamaları ile ilgili dön“tleri de kendi kendine oluşturmak ve geliştirmekle karşı karşıyadır. Öğretmen, bir başka gözle kendini görmeye, yapıp ettikleri ile ilgili dön“t almaya, ihtiyaç duyduğu konularda yeni öğrenme s“reçlerine ve b“t“nde kendini yenilemeye ve geliştirmeye ihtiyaç duyar. Bu, bir yandan öğretmenin kişisel ihtiyaç ve beklentileri ile bir yandan da örg“t“n ihtiyaç ve beklentileri ile değerlendirilebilir. Bu çerçevede denetim kavramı dışsal bir nitelikle oluşturulduğu ölç“de işlevsel açıdan belirli bir ölç“tle kontrol, eksikliklerin tespiti ve d“zeltme kavramları ile psikolojik açıdan ise yetersizlik, korku, kaygı vb. kavramlarla ilişkilendirilir. Bunun tersi içsel nitelikte ȋsınıfın bir parçası olan/olabilenȌ tanımlandığı ölç“de de eğitim-öğretim s“recinin doğal akışına uygun olan sevgi, samimiyet, gelişme veya yaratıcılık kavramlarına yaklaşır. T“rk Eğitim sisteminde öğretmenin performansı ile eğitim öğretim s“recinin geliştirilmesi dışsal odaklı bir anlayışla m“fettiş ya da okul m“d“rlerinin görev ve sorumluluk alanı olarak g“n“m“ze kadar uygulanagelmiştir. Bu kitapta ele alınan klinik denetim modeli ve son böl“mde önerilen z“mre içi ikili çalışma gruplarının birlikte çalışma ve birlikte öğrenmesini öngören Z“mre Temelli Klinik Denetim modeli ile içsel nitelikli, aynı ihtiyaçlarla taraflara sınıfın doğal işleyişi içinde, birlikte planlama, uygulama ve gözlem yapma, s“reci ve sonuçları birlikte anlamlandırmalarına fırsat ve olanak sağlanabileceği d“ş“n“lm“şt“r. Bu model çerçevesinde z“mreler hem ikili çalışma grupları yoluyla öğretmenlerin kişisel ve meslekî gelişiminin merkezinde yer alacaklardır hem de eğitim öğretim s“recinin gelişimine daha g“çl“ bir katkı sağlayabileceklerdir. DzZ“mre Temelli Klinik Denetim Modelidznin tasarımında ǀi öncelikli amaç, z“mre temelinde ders ve öğretmen denetimi; rehberlik ve işbaşında yetiştirme konusunda katılımcıların inandığı, gön“ll“l“kle ve ikna olarak katıldığı, ihtiyaçtan hareket eden, uygulanabilir, öğrenme ve öğretme s“recini g“çlendirebilecek, tarafların ve b“t“nde okulun gelişimine katkı sağlayabilecek bir s“rece ilham kaynağı olmaktır. Bir kitabın ortaya çıkması için ayrılan zaman, harcanan emek, duygusal ve zihinsel odaklanma yazar açısından aynı zamanda yaşamın olağan akışında pek çok şeyin ihmal edilmesi anlamına geliyor. Bunların başında da ne yazık ki yaşam sebebimiz de olan aile geliyor. Bu bakımdan en b“y“k teşekk“r“ eşimin ve oğlumun hak ettiğini d“ş“n“yorum. Bu s“reçte daima sabırla aralarına dönmemi bekleyen, çalışmaya odaklanabilmem için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan sevgili eşim, (acer (adduroğlu SABANC)ǯya ve biricik oğlumuz, Meriç SABANC)ǯya sonsuz derecede minnettarım. Bu kitabın yazılmasında benimle eşit derecede emek harcayan Dr. G“lnar ÖZY)LD)-R)Mǯa teşekk“r ederim. Kitabın d“zenlenmesinde katkısını esirgemeyen Doç. Dr. Ahmet ŞA(İNǯe teşekk“r ederim. Akademik emek bireysel bir emek gibi gör“lse de birikimin kaynakları açısından akademik ortamı oluşturan meslektaşların, öğrencilerin ve fikirlere ilham veren eserlerin yazarlarının da özel bir teşekk“r“ hak ettiği kanaatindeyim.