İkinci baskının önsözüne, birinci baskının önsözünün bittiği cümleden başlamanın, elinizdeki kitabın kapsamının anlaşılması açısından daha etkili olacağını önermek isterim.Öncelikle, ikinci baskının içeriğinin, birinci baskının içeriğine kıyasla %65–70 oranında değiştirilmiş/yenilenmiş olduğunu belirtmekte yarar vardır; bunda, iki baskı arasıda geçen uzun süre içerisinde yayınlanmış kaynaklarda, evrimsel sürecin işlemesinde etkili olan morfolojik değişimlerle ilgili verilerin yanında, yapılan çok sayıdaki yeni çalışmadan elde edilmiş özellikle, genetiksel, moleküler ve gelişimsel bulgulara da geniş yer verilmiş olması etkili olmuştur. Bu nedenle, Moleküler Evrim (6. Bölüm) ile Gelişim ve Evrim (7.Bölüm) adıyla iki yeni bölüm daha ilave edilmiştir.Öte yandan, Giriş Bölümü neredeyse tamamen değiştirilmiş; Darwin ve Lamarck teorilerinin yanında, Neo-Lamarckizm, Orthogenezis teorisi, Mutasyonel Teori ve Evrimsel/ Modern Sentez teorilerine de geniş yer verilmiş; evrimsel süreçte önemli yer tutması nedeniyle, Varyasyonlar konusu ayrı bir bölüm (3. Bölüm) halinde yazılmıştır. Böylece, 1. Baskıda dokuz olan bölüm sayısı 2. baskıda on ikiye çıkmıştır. Birinci Baskıdan farklı olarak İkinci Baskı, konuların daha kolay anlaşılması düşüncesiyle çeşitli şekillerle/fotoğraflarla zenginleştirilmiştir. Konuların şekillerle desteklenmesi, özellikle doğal seleksiyon ve adaptasyon konularını içeren 4. Bölümde yapılmıştır. Bu bölümde, ayrıca, doğal seleksiyon, adaptif tasarım ve moral değerler ayrıntılı olarak tartışılmıştır. Önemli değişikliklerin yapıldığı diğer bir bölüm de 9. Bölümdür. Burada, canlılardaki değişim, jeolojik değişim ile ilişkilendirilerek ele alınmış ve özellikle canlıların büyük yok oluş olaylarına maruz kalması sonrasındaki farklılaşmalara geniş yer verilmiştir. Son olarak, evrim sürecinin anlatılması ve anlaşılmasında, bana göre, kesinlikle gözden kaçırılmaması gereken birkaç noktanın vurgulanmasının, ne denli önemli olduğuna değinilecektir. Şurası asla unutulmamalıdır ki; “evrimsel sürecin işlemesinde bir amaç, hedef veya yön söz konusu değildir”. Herhangi bir canlı türünün gelecekte hangi yönde değişeceğini ve değişimin nasıl sonuçlanacağını önceden kestirmenin hiçbir bilimsel yolu bulunmamaktadır. Bu nedenle, evrimsel süreç anlatılırken “niçin” kelimesiyle başlayan bir soru cümlesinin kurulması bir anlam ifade etmeyeceği gibi, bu tarz bir soruya“çünkü” kelimesiyle başlayan bir cevap vermeye kalkışmak da yanlış olacaktır. Örneğin, “niçin böceklerin antenleri vardır?” sorusunu, çünkü “onların birbirleri ve çevreleriyle iletişim kurmaları için antenler gereklidir” şeklinde cevaplamak yanlıştır; doğrusu “ antenlerinin gelişmiş olması sayesinde böcekler birbirleriyle ve çevreleri ile iletişim kurma yeteneği kazanmış ve böylece nesillerini devam ettirmeleri açısından bir avantaj elde etmişlerdir” ifadesidir.Yine, “niçin birçok böcek, balık ve bazı kertenkele türlerinde aposematik görünüş (kamuflaj/gizlenme) gelişmiştir?”sorusunu, çünkü “ düşmanları tarafından fark viiedilip avlanma riskini azaltmaları için aposematik görünüşe sahip olmaları gereklidir” şeklinde cevaplamak da yanlıştır; doğrusu “söz konusu hayvanlar aposematik görünüşe (kamuflaja) sahip olmaları sayesinde, düşmanları tarafından kolaylıkla görülmekten, dolayısıyla onlara yem olmaktan kurtulmuş ve nesillerini devam ettirme açısından avantaj elde etmişlerdir” ifadesidir.Öte yandan, Temel Eğitim Programı Kapsamında okutulan Fen veTeknoloji ile Biyoloji Kitaplarında sıkça yer alan “mademki doğal seleksiyon güçlülerin hayatta kalmasına, zayıfların elemine olmasına sebep olmaktadır; öyle ise, yıllardır insanlar karıncaları ya da bakterileri neden yok edememiştir?”sorusu, evrimsel düşünceyi saptırmak için, art niyetli kişilerin sıkça başvurdukları bir yoldur. Oysaki doğal seleksiyon sürecinde, güçlülerin hayatta kalması ve zayıfların elemine edilmesi ilkesi, aynı besin maddeleri veya aynı yaşam ortamları için aralarında rekabet olan canlılar için geçerlidir. Sözde, evrimsel düşünce fikrini eleştirmek ya da çürütmek amacıyla yukarıdaki ve benzeri cümleleri sarf eden ve ne yazık ki birçoğu biyolog unvanına sahip kişilere sormak gerekir: “Acaba insan ile karıncalar veya bakteriler hangi besin maddeleri için ya da hangi yaşam ortamı için rekabet etmektedirler?” Başka hedef saptıran ifadelere, bazı TV kanallarında yayınlanan yabancı belgesel programların Türkçe dublajının yapılması sırasında rastlanılmaktadır. Örneğin, bir belgesel programda, Avustralya’nın bir bölgesinin hayvanlar için son derece olumsuz koşullara sahip olmasına karşın, bu bölgede iri yapılı kertenkelelerin çok yaygın bulunması, söz konusu hayvanların bu koşullara uygun şekilde yaratılmış olmalarıyla açıklanmakta; fakat yaklaşık bir dakika geçtikten sonra, bu kez, söz konusu kertenkelelerin çok yaygın olarak görülmeleri aynı bölgede predatör memelilerin bulunmamasına bağlanmaktadır. Ne çelişki ama…Kitabın anlaşılır bir dille yazılmasına azami özen gösterilmesine karşın; sebep - sonuçilişkilerinin eksiksiz bir şekilde ortaya konması adına, aralarında bağlantı bulunan birkaç yan cümleciğin tek bir cümle halinde ifade edilmesi yoluna gidilmesi nedeniyle, uzun cümleler kurmaktan kaçınılamamıştır. Bu kitap, FenEdebiyat Fakültelerinin Biyoloji ve Antropoloji Bölümleri ile Eğitim Fakültelerinin Fen Bilgisi ve Biyoloji Öğretmenliği Programı öğrencilerine okutulan ve zorunlu dersler arasında yer alan “Evrim Dersi” müfredat programları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Kuşkusuz Kitap, söz konusu dersi okutan öğretmelerimize önemli bir başvuru kaynağı ve yol gösterici bir rehber olacaktır. Kitabın bilgisayar yazılımı sırasında karşılaşılan teknik sorunların giderilmesinde samimi yardımlarını esirgemeyen Fakültemiz Fen Bilgisi Eğitimi A.B.D.’ndan Yrd. Doç. Dr. Tezcan KARTAL ve Okul Öncesi Eğitimi A.B.D.’ndan Yrd. Doç. Dr. Ümit DEMİRAL’a katkılarından dolay içtenlikle teşekkür ederim.Eleştirilerin tarafıma bildirilmesini bekler; Eserin öğrencilerimize, meslektaşlarımıza ve ilgi duyan herkese yararlı olmasını dilerim