Fıkıh, ibâdat ve hukuk konularından müteşekkildir. İslâm dini de kişiye ilk vazifesinin Allah’a kulluk görevi olduğunu bildirmekte ve öncelikle bu vazifeyi en iyi şekilde yerine getirmesi gerektiğini telkin etmektedir. Dolayısıyla kişi kulluk görevini yerine getirebilmek adına dini vecibeler hususunda titizlikle hareket etmeyi vazife bilmeli ve istenilen doğrultuda yaşamaya azami derecede önem vermelidir. Kişi hem dini vecibelerini yerine getirebilmek hem de hukuki hususlar için ilk etapta Kur’ân-ı Kerîm’e akabinde yüce kitabın açıklayıcısı konumunda olan sünnet-i seniyyeye müracaat etmelidir. Aynı zamanda kişiamelî ve şer’i hükümleri en doğru şekilde hayata geçirebilme kadına konunun uzmanı mezhep kurucularına ve bu mezhepler içerisinde de kendi yetkinliğini kanıtlamış fakîhlere yönelme ihtiyacı hissedebilmektedir. Fakîhlerin görüşlerine ulaşabilme kadına ise alanın muteber kaynaklarına başvurulmaktadır. Bu sebeple eserler içerisinde yer alan bilgilerin doğruluğunu ne hemmiyeti hususu ortaya çıkmaktadır