Bu yazı, elinizdeki kitaba dair iki işlevi aynı anda yerine getiriyor. Bu işlevlerin ilki, yazının bir ön söz olmasıdır, zira yazıda bu kitabın niçin okunması gerektiği yazarlarından başka biri tarafından dile getirilmektedir. On sekiz yazarın katkılarıyla derlenen bu kitabın ön sözü, aynı zamanda kitabın yazarları arasında olsalar da derleyenlerin, salt derleyen kimliği ile kaleme alınmıştır. İşlevlerin ikincisi ise yazının bir sunuş, geleneksel ifadesiyle bir takdim olmasıdır; zira kitabı derleyenler kitabın niçin ve nasıl hayat bulduğunu burada anlatmaya çalışmaktadır. Bir yazıyla iki amaca hizmet etmeye çalışmak, kitabın çeşitli bölümlerinin de destekleyeceği üzere, bir yandan etkin bir yandan etkili bir yaklaşım gibi görünüyor. Kitabın derlenmesi düşüncesi 2021 yılı başında ortaya çıkmış, olası bölüm yazarları ile Mart ayına kadar görüşmeler sürdürüldükten sonra, yazarlar kurulu oluşturularak çalışmalara başlanmıştır. Her bölüm yazarının çalışma süreci, yazarla derleyenler arasındaki bire bir iletişimle ve yazarın çalışma alanı ile yazım tarzı gözetilerek yürütülmüştür. Böylelikle ulaşılan noktada kitabın genel anlatımı, sıkıcılık riskini giderecek, ancak kitabın mekanik bir derleme hâlini alması riskine kapı açmayacak ölçüde çeşitlilik içermektedir. Teşekkürlerin ilki ve büyük olanı değerli meslektaşlarımız olan bölüm yazarlarınadır. İktisat politikası üstüne Türkçe yazılmış, Türkçe derlenmiş, diğer dillerden çevrilmiş ve çevrilerek derlenmiş sayısız eser bulunabilir -ki bunların bibliyografik bir tasnifinin yapılması ve kapsamlı bir bibliyometrik analize tabi tutulması başlı başına faydalı bir akademik çalışma konusu olarak yanı başımızdadır. Ne var ki, böyle bir çalışmanın hayata geçirilmesi için, umulanın ötesinde büyüklükte, kaba tahminle en az 12 kişilik bir çalışma grubuna ihtiyaç vardır. Bu kitabın derlenmesiyle yapılan bu çalışma önerisini ciddiye alarak işe koyulacakların önündeki iş hacmini artırmak gibi duruyor. Teşekkürlerin ikincisi ve ileriye dönük olanı Türkçe iktisat politikası yazınının bibliyografik-bibliyometrik analizini yapacak olanlaradır. Hem önerilen bibliyografik-bibliyometrik çalışmaya yol göstermesi hem de elinizdeki derlemenin yola çıkış noktasını anlatması açısından bazı tespitlere ihtiyaç olabilir. Bunların ilki, iktisat politikası konusunda kaleme alınmış pek xxv çok eser olduğudur; iktisat politikası doğrudan bu alanda çalışan veya çalışmayan herkesin değerlendirmesine açıkmış gibi algılanan bir alandır. İkinci tespit, derlenmiş eserlerin dikkate değer bir kısmının mekanik bir tabiatta, uç uca ekleme yoluyla, derlenmiş olduğudur. Üçüncü tespit, eserlere hâkim olan ruhun zamanda ve mekânda genel-geçerlik iddiasıyla güncelliği elden bırakmış olduğudur. Dördüncü ve son tespit ise mevcut eserlerin çoğuna hâkim olan dilin resmiyeti sağlamaya çalışırken sıkıcılığa esir olduğu şeklindedir. Bu eserleri yazanların ve/veya derleyenlerin gücenmeyeceğine güvenerek, bu kitapta bu dört tespite tabi olunmamaya çalışıldığının belirtilmesinde fayda vardır. Teşekkürlerin üçüncüsü ve minnetle dolu olanı bundan önceki iktisat politikası kitaplarını kaleme almış olanlaradır. İktisat hem teorisi hem akademik uygulamaları hem de politika uygulamaları itibarıyla zengin bir bilimdir; aynı anda karamsar, mutlu, kaygılı, coşkulu, sıkıcı, eğlenceli ve başka pek çok sıfata tabi olabilir. Modernlik ve karmaşıklık seviyesinden bağımsız olarak her toplum iktisadın araştırmalarına girdi sağlar, çıktılarından öğrenir ve kendini şu veya bu şekilde sürdürür. Yine de iktisadın yaşamla bu iç içe geçmişliği onu güncelin ucuzluğuna teslim etmez/etmemelidir; keza iktisadın kendisi günceli oluşturan her soruya anında ve tam bir cevap verme gücünde değildir. Kitabın ilk kısmında yer alan üç bölüm, bu sınırlılıktan payını alan iktisat politikasının bir tanımını vermekte, sınırlarını işaret etmekte ve tasarımına dair bir senteze ulaşmaya çalışmaktadır. Bu kısım kendi içinde bir bütün hâlinde ele alınıp okunabilir veya diğer kısımların herhangi bir kombinasyonu ile beraber ele alınabilir. İkinci kısımda yer alan dört bölüm; talep yönlü politikaları ele almaktadır. Para, maliye, dış ticaret ve gelirler politikaları toplumun kitle iletişim araçlarında öncelikli olarak gördüğü, belki detaylarını pek anlamadığı, yine de eleştiriye en çok konu ettiği alanlardır. Zira hem bu alanların teorilerinde yer alan başlıca değişkenler günlük dile yerleşmiştir, hem de genellikle makroekonomik bağlama oturtulan bu konuların kendine has bir davet ediciliği vardır. Bu kısım kendi içinde bir bütün olarak veya diğer kısımlarla herhangi bir biçimde beraberce okunabilir. Diğer kısımlardan sadece biri ile beraberce okunacaksa, bu kısmın dördüncü kısımla eşlenmesinde fayda olabilir. Üçüncü kısımda yer alan beş bölümde incelenen arz yönlü politikalar, ilk dördü kadar şanslı değildir. Doğrudan bu alanlarda çalışmayan meslektaşları da kapsamak kaydıyla, toplumun sanayi, tarım, turizm, istihdam ve teknoloji politikalarına dair kavrayışı belli ölçüde yüzeysel kalmaktadır. Bu alanların gerek terminolojisi gerek başlıca değişkenleri gündelik kavrayışın berisinde kalır. Baskın biçimde xxvi mikroekonomik bağlama oturtulan bu alanlar doğrudan ilgili olmayanları görece uzakta tutar, bir bakıma kitle iletişim araçlarına yansıyan kadarıyla yetindirir. Bu kısmın en azından ikinci kısımla beraber ele alınması gerekir. Bu ikisinin üstüne müteakip kısımlar beşinci kısım öncelikli olmak üzere eklenebilir. Dördüncü kısımda yer alan düzenleyici politikalar, tanım gereği, içerdikleri teorik değişkenlerden çok mevzuatlarıyla kamuoyunun önüne çıkar. Finansal istikrar, rekabet ve gelir dağılımı alanlarının makroekonomi ile mikroekonominin eklem bölgesinde konumlanacağını söylemek yanlış olmaz. Diğer kısımların bilgisine hâlihazırda hâkim olanlar için bu kısım yeni ufuklar açabilecek niteliktedir. Önceki kısımların konu edindiği politika alanlarının teorisinde fazlaca soyutlanan değişkenler bu kısımda ete kemiğe bürünmektedir. Son olarak, beşinci kısımda ele alınan tamamlayıcı politikalar özellikle küreselleşen ve zaman zaman kaotikleşen bir dünyada önceki kısımların ortaya koymaya çalıştığı her şeyin içsel tutarlılığını sağlar. Enerji zaruri, eğitim şart ve göç kaçınılmazdır. Kitabın bu baskısında yer verilememiş olmakla birlikte, sağlık ve çevre politikası alanları da tamamlayıcı politikalar arasındadır. Aslında, buradaki tamamlayıcılığı bir ikincil olma hâli gibi değil, bir olmazsa olmazlık hâli olarak görmek gerekir. Güncelden geleceğe somut bir çizgi çizmek isteyen okuyucu bu kısmı öncelikli olarak okuduktan sonra diğer kısımları yukarıda önerilen biçimlerden biriyle ele alabilir. Muhtemel okuma planları arasında yazarlar kurulunu en mutlu edecek olanı her bölümün dipnotlarına kadar okunması olur. Ancak kitabın derslerde kullanılması hâlinde kitabın ruhuna uygun olan tutum, muhtemelen 14 hafta ve 42 saate yayılan bir dönemlik bir dersin kısıtlarına boyun eğerek öğreticinin makul bulduğu bir ders gündeminin oluşturulmasıdır. Derste okutulmayan bölümlerin öğrenciler tarafından ödev, dönem projesi ve benzeri biçimlerde ele alınması sağlanabilir. Teşekkürlerin dördüncüsü, neşeli ve umutlu olanı pek değerli öğrencileredir. Şüphesiz ki, kitabın bu ilk baskısında ele alınamamış iki politika alanı ile gözden kaçmış bazı noktalar bulunmaktadır. Teşekkürlerin sonuncusu ve gelecekte yeniden beraber çalışma isteği ile olanı ise bu derlemeyi yayımlayan Nobel Yayınevinedir.