Kur’ân-ı Kerîm; kendine has edebî üslûbu olan, belâgat ve fesahatın tüm inceliklerini ihtiva eden bir kitaptır. Nitekim Arap edip ve şâirlerinin, Kur’ân’ın meydan okumalarına rağmen benzerini getirmekten âciz kalmaları onun bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Kur’ân’ın bu özelliğinden dolayı şâir ve nesir yazarları metinlerine edebî estetik katmak amacıyla ondan istifade etmişlerdir. Bu durum bazen metnini olduğu gibi almak suretiyleaçık, bazen de fark edilmeyecek derecede gizli alıntı şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Kur’ân’dan doğrudan etkilenmeyi ve yararlanmayı gösteren açık alıntı daha çok istişhâd, iktibâs ve benzeri yöntemlerle edebî ürünlere yansımıştır. Herhangi bir söz veya metnin güç ve kalitesinin ölçüsü, ilgili sözün veya metnin okuyucularda bıraktığı etkiyle orantılıdır. Bu etki daha çok söz konusu metnin, okuyucuların psikolojik durum, kültürel, edebî birikim ve miraslarıyla irtibat ve etkileşimi yoluyla gerçekleşmektedir. Önceki ve sonraki metinler arasındaki tedâhül, irtibat ve etkileşim başta iktibâs olmak üzere tazmîn, telmîh ve istişhâd gibi önceki metinlerin sonraki metinlerin bünyesinde yer almasını sağlayan edebî yöntemlerle olabilmektedir.Ancak bunlar arasında iktibâs yöntemi kaynak malzemenin dini metinler olması hasebiyle ayrı bir önem arz etmektedir. Hiçbir edebî eser, sanatsal yaratıcılık ve üretkenlikte önceki metinlerden bağımsız kendiliğinden oluşmuş değildir. Bilakis buyaratıcılık ve üretkenlik, sayısız metinlerin etkileşimi sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Şiir olsun nesir olsun Arap edebiyatını inceleyen her mütehassıs okuyucu, bu edebiyatın bütün türlerinde âyet ve hadis metinlerine ait ifadelerin yoğun biçimde bulunduğunu görecektir. Bu kapsamda iktibâs ve diğer alıntılama yöntemleriyle farklı yapılardan oluşturulan yeni metinlerin, alıntılar mozaiği olarak nitelendirilmesi kaçınılmazdır.İktibâs sanatı, şâir ve ediplerin taklitten kurtulmak suretiylealıntıladıkları sözü, oluşturdukları yeni bağlamda kullanıp o söz ile kendi sözleri arasında irtibat kurma kabiliyetlerini göstermektedir. Çünkü onlar alıntılamaya konu olan metni, kendilerine özgü üslûplarıyla yoğurarak farklı bir biçimde yeniden kurmaya çalışmaktadırlar. Bu çerçevede iktibâs sanatı şâir ve ediplerinvazgeçemediği, maharetlerini kanıtlamak için sık sık başvurdukları edebî bir olgu ve besleyici bir kaynak olarak dikkat çekmektedir. Bu bakımdan iktibâs sanatının taşıması gereken kriterlerin saptanmasının yanı sıra âyet ve hadislere yapılacak müdahaleninölçüsünün ne olacağı, iktibâs yoluyla metne yerleştirilen âyet ve hadislerin bu metindeki yeni bağlamla ilişkisi ve iktibâsın sanat değeri gibi konuların klasik ve modern kaynaklar bağlamında incelenmesi önem arz etmektedir. Çalışmamızın konusu olan iktibâs, Kur’ân ve hadis eksenli bir sanat olması bakımından Cahiliye döneminde görülen bir tür değildir. Dolayısıyla İslâm öncesi Arap edebiyatına ait şiir ve nesir örnekleri çalışmamızın kapsamı dışındadır. Ayrıca putperestlik kültürünün hâkim olduğu bu ortamda dini metinlere dayalı edebî bir tür olarak iktibâsın bulunmaması gayet tabiidir. Modern dönem Arap edebiyatı da çalışmamızın kapsamına dâhil değildir. Çünkü bu dönemde roman ve tiyatro gibi önceki dönemlerde bulunmayan birçok yeni edebî tür doğmuştur. Daha önce var olan kitâbet, makâmât, tevkîât ve benzeri edebî türler de yerini yeni türlere bırakmıştır. Dolayısıyla bu dönem edebiyatında iktibâs sanatı, müstakil bir çalışmayla ele alınmalıdır. İktibâs sanatını ana hatlarıyla sunmayı hedefleyen çalışmamızda söz konusu sanatın etraflıca ortaya konulabilmesi için başta müstakil eserler olmak üzere önceden konu hakkında yapılan çalışmalardan bahsedilecektir. Ardından iktibâsın tanımı, ilgili kavramlar ve kriterleri ele alınacaktır. Daha sonra gelişimi, türleri, amaçları ve kullanım alanları gibi değişik açılardan konunun üzerinde durulacaktır. Elinizdeki bu eser, doktora tezi olarak ele aldığımız çalışmanın gözden geçirilmiş halidir. Çalışmam boyunca fikirlerine başvurduğum Prof. Dr. Abdulhadi Timurtaş ve Prof. Dr. Mehmet Şirin Çınar hocalarıma, çalışmayı okuyup katkıda bulunan Doç. Dr. Davut Eşit, Doç Dr. Mustafa Öksöz, Doç. Dr. Mehmet Emin Sular ve Dr. Muhammed Meşhud Hakçıoğlu’na teşekkür ederim. Editörlük görevini üstlenen Doç. Dr. Rıfat Akbaş’a ve manevi destekleriyle beni yalnız bırakmayan eşim ve aileme teşekkürü borç bilirim. Gayret bizden tevfik Allah’tandır… Mehmet Şirin ALADAĞ Van 2023 .