Köprülü Ekolü’nün mensubu olmakla daima iftihar eden Osman Turan, Türkiyat sahasının büyük mütebahhiri ve âlimi Fuad Köprülü’nün ahirete irtihalinde “Türk İlminin Âbidesi: Fuad Köprülü” başlığıyla bir yazı kaleme almıştır. Osman Turan, bu makalesinde tarihî Türk kadirşinaslığı gereği hocasının ardından yapılması lazım gelen bazı işleri şöyle sıralamıştır:
• Köprülü’nün nâdir ve zengin kütüphanesi, mutlaka onun adına bir tesis hâline getirilmelidir. Kendi kurduğu Türkiyat Enstitüsü ile birleştirip bunu “Köprülü Türkiyat Enstitüsü” adıyla kurmak ve adlandırmak münasip olur.
• İstanbul ve Ankara üniversitelerinde, edebiyat dershanelerinden birini Köprülü adına tahsis etmek ve resmini asmak da tabiidir.
• Üniversite veya Türkiyat Enstitüsünü heykel veya büstleriyle teçhiz etmek.
• Kendisiyle maddî manevî ilgisi bulunan veya münasip görülen bir caddeyi Fuad Köprülü adına tescil etmek.
• Eserlerini yeniden basmak ve mevzularının alâkalarına göre makalelerini toplayarak bir “Köprülü Külliyatı” vücuda getirmek, notlarını ve geri kalmış eserlerini talebe ve yakınlarından kurulu bir heyete tevdî ederek neşir sahasına çıkarmak. 1966 yılında vefat eden M. Fuad Köprülü’nün vefatı üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen bu vazifelerin layıkıyla yapılabildiğini söylemek gerçekten zordur. Bu düşünceden hareketle bugün aynı akıbete uğramaktan kurtulamayan Prof. Dr. Osman Turan’ın bütün eserlerini vefatı üzerinden 41 yıl geçtikten sonra bir külliyatta toplamanın mahcubiyeti içerisindeyken, bu büyük tarihçinin bütün eserlerini insanî, vicdanî ve tarihî bir mesuliyetin gereği olarak bir külliyatta toplayarak tarihî vazifemizi yerine getirmiş olup büyük tarihçinin aziz ruhaniyeti karşısında tâzimle eğiliyoruz. Türk İlminin Âbidesi: Prof. Dr. Osman Turan’ın hayatını, bütün makalelerini ve bütün yazılarını ihtiva eden bu külliyat, bilhassa Osman Turan’ın üslûbuna, diline ve mefkûresine büyük bir hassasiyet gösterilerek ve içeriklere uygun başlıklar altında dört cilt olarak tanzim edilmiştir. Makaleler I başlıklı birinci ciltte ilk olarak, tarihçi kimliğiyle Osman Turan’ın hayatı, ailesi, yetiştiği çevre, lise yılları, ilmî ve mefkûrevî hüviyeti kazandığı DTCF yılları, II. Cihân Harbi bunalımındaki Türk efkârıumumîyesine karşı Türklüğün cihânşümûl mefkûresi ve nizâm-ı âlem dâvâsıyla genç dimağları diri tutmaya çalışması, daha ilmî yardımcılığı yıllarında bu mefkûre uğruna defalarca yargılanması hatta üniversiteden uzaklaştırılması, profesörlük yıllarındaki çalışmaları ve milletvekilliği sonrasında kaleme aldığı abidevî eserleri ele alınmıştır