Hayatı anlamlandırmaya insanı mecbur bırakan en yalın gerçektir ölüm. Peygamberimiz bunu “nasihat olarak ölüm yeter” buyurarak ifade etmiştir. Ölümün ve en temel iman konularından olan âhiret hayatının doğru anlaşılması, insanın dünya ve âhiret saadetinin yegâne garantisidir. Bu hususun önemine binaen Mâtürîdî ekolün en bariz ikinci siması Ebü’l-Mu‘în en-Nesefî’nin âhiret anlayışını, Hanefi-Mâtürîdî ekolün izini sürerek araştırmaya çalıştık. İlk bölümde Nesefî’nin hayatını, eserlerini, ilmî yönünü ve farklılıklarını işledik. İkinci bölümde âhiretin kavramsal boyutu, tarihi art alanı, bilgi ve imanın konusu olması yönlerini; sem‘iyyâta dair mütevatir olmayan rivâyetlerin bilgi değerini; naklî ve aklî deliller çerçevesinde âhiretin imkân ve zorunluluğunu inceledik. Üçüncü bölümde ölüm, ruhun mahiyeti ve kabir hayatı konularını, dördüncü ve son bölümde ise kıyamet ve sonrasındaki âhiret evrelerini yine naslar ışığında Ebü’l-Mu‘în en-Nesefî’nin bakış açısıyla ele almaya çalıştık. Çalışmamızdan mülhem olarakhazırladığımız ve daha önce Tetkik dergisinde dijital ortamda yayımlama imkânı bulduğumuz “Mâtürîdî ve Nesefî’nin Sûr, Mîzan, Kevser Kavramlarına Dair Yorumlamalarının Karşılaştırılması” adlı makalemizi de konunun farklı yönlerine ışık tutarak daha iyi anlaşılmasına katkı sağlaması ümidiyle kitabın sonundaek olarak sunduk. Konusu gereği bu çalışmanın, akıl vahiy ekseninde hayatı anlamlandırma adına bana çok şeyler kattığını söylemeliyim. Çalışmam boyunca beni daima yüreklendiren, yönlendirmeleriyle önümü açan ve çalışmanın neticelenmesi için vaktini hiç esirgemeden çalışmayı titizlikle takip eden tez danışmanım Prof. Dr. Fethi Kerim Kazanç hocam başta olmak üzere, yazma eserler nüshalarının temininde katkı sunan Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü ve Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürlüğü yetkililerine ve çalışanlarına; Prof. Dr. Bekir Topaloğlu’nun nezaretinde yayınlanan Te'vîlatü’l-Kur’ân isimli eserin proje sorumlusu olan, Şerhu’t-Te’vîlât nüshalarının fihristlendirilmesinde özel bir çalışması olan ve bu çalışmasını ilime hizmet adına benimle paylaşan Muhammet Masum Vanlıoğlu hocama; yönlendirme ve tashih konusunda vakıf anlayışıyla gönüllü yardımlarını esirgemeyen kadim dostum ve hocam Ali Albayrak’a; bir şekilde bu çalışmaya katkı sunan herkese ve tabi ki hiçbir fedakarlığı esirgemeden beni yetiştirip bu günlere getiren, daima destekleyen anneme, babama; yoğun çalışma temposu boyunca bana katlanan, destek olan, yükümü alan eşime ve oğluma teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. Aydın ÇAMLICA İstanbul, 2024 .