20 yıldan fazla bir süre önce, Ayşe'nin doktora öğrencisi olarak ABD'ye taşındığı dönemde tanıştık. İlk buluşmamız, 2003 yılında Toronto’da düzenlenen Amerikan Psikoloji Derneği (APA) kongresinde yapılacak poster sunumlarını konuşmak içindi. Yıllar boyunca hem birbirimizi hem de diğer uluslararası öğrencileri ve meslektaşları çeşitli şekillerde destekledik ve birlikte çalıştık. Türkiye'deki çok kültürlü meselelere dair örtüşen deneyim ve bakış açılarını paylaştık. Her ikimiz de ülkemizde daha eleştirel tartışmaların ve eğitimlerin yürütülmesine öncülük etme ve bu süreci kolaylaştırma konusunda güçlü bir arzu ve tutku duyduk. İşte bu tutku ve yıllar boyunca yaptığımız birikimli sohbetler, bu kitabın ortaya çıkmasına vesile oldu. Giriş ve Sonuç bölümlerinde de belirttiğimiz gibi, bu bizim için mükemmel ve nihai bir varış noktası değil. Aksine, çıkmak için heyecan duyduğumuz bir yolculuğun başlangıcını simgeliyor.
Bu kitap, bireylerin çok kültürlü danışmanlar ya da terapistler olmayı öğrenmeleri için bir fırsat sunmaktadır. Dünyadaki toplumlar giderek daha fazla birbirine bağlı ve çeşitli hale geliyor. Çok kültürlülükle ilgili bazı konular kültürler arasında farklılık gösterse de, özellikle dezavantajlı bırakılmış topluluklarla çalışırken, güç, adalet ve eşitliğin nasıl kavramsallaştırıldığı ve uygulandığına dair ortak noktaları anlamaya yönelik acil bir ihtiyaç bulunmaktadır. Başlangıçta bu kitapla ilgili tartışmalarımız Türkiye’deki izleyici kitlesine ya da Türk topluluklarıyla çalışan danışmanlara ve terapistlere yönelikti. Ancak bu projeyi geliştirmeye devam ettikçe, yalnızca temel bilgi ve kuramları sunmakla yetinmeyip, dünyanın farklı bölgelerinden tartışmalara da yer vermemiz gerektiğine karar verdik. Böylece hedef kitlemizi genişletebilirdik. ABD literatüründeki etnosentrizmi kabul ederek, yaklaşımımızda bilinçli davrandık: Amacımız ABD’deki çok kültürlülük anlayışının başka ülkelerde birebir kopyalanması çağrısında bulunmak değil. Bunun yerine, ruh sağlığı uzmanları ve öğrencileri arasında çok kültürlü uygulamalarla ilgili farkındalık yaratmayı ve tartışmaları teşvik etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, dünyanın farklı bölgelerinden çeşitli topluluklarla çalışmaya dair sorunları ve uygulamaları sunarak, ABD'de uygulamaların daha küresel olarak kapsayıcı hale gelmesine katkı sunmayı da umuyoruz.
Her önemli yolculukta olduğu gibi, bu proje de tek başına tamamlanamazdı. Bu yolculukta bize katılan ve tutkumuzu, heyecanımızı paylaşan herkese içtenlikle minnettarız. Her şeyden önce, bu kitapta editör yardımcılığı yapan Lara Andes ve Kaitlyn Arrow’a, ayrıca sağladığı danışmanlık ve destek için Marissa Harrison’a en içten teşekkürlerimizi sunarız. Kitaba katkıda bulunan yazarlara da şükran borçluyuz; çünkü kariyerleri boyunca çok kültürlü meselelerle ilgili yeni bakış açıları sunarak bu alanın gelişmesine katkıda bulundular. Son olarak, birbirimize de minnettarız.