Demokratik bir sistemde, hür iradesi ile meşru otoritenin kaynağı olan halk, temsilcileri aracılığıyla yönetime katılır. Dolayısıyla, yönetenlerin aldığı siyasal kararların arkasında dolaylı olarak çoğunluğun iradesi bulunur. Siyasal kararların arkasında halkın iradesinin bulunması ve halkın bunun bilincinde olması yönetime meşruiyet kazandırır.Demokratik bir yönetimde siyasal otoritenin kaynağı halkın hür iradesidir. Temsili demokrasilerde halk, iradesini temsilcileri aracılığıyla kullanır. Böylece, siyasal kararların alınmasında halkın katılımı dolaylı olarak sağlanmış olur. Türkiye ırk, dil, din, etnik köken farklılıklarının bulunduğu heterojen bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye'nin toplumsal yapısı, siyasal sistemden farklı talepleri olan kesimleri içermektedir. Demokratik bir ülkede parlamentonun, her kesimin temsil edildiği, toplumsal yapının minyatür bir modeli olması gerekir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'de, toplumun her kesiminin parlamentoda temsil edildiğini söylemek mümkün değildir.Genel seçimlerde toplumun her kesiminin hür iradesinin ve siyasal tercihlerinin parlamentoya yansıması gerekir. Bir ülkede, seçim sistemi veya seçim kanunları seçmenin iradesi ile parlamento aritmetiği arasında bir farkın oluşmasına yol açıyorsa o ülkede siyasal iktidarın meşru olup olmadığı tartışmaları ortaya çıkar. Türkiye'de seçim kanunları partilerin almış olduğu oylarla çıkarmış olduğu milletvekili arasında bir dengesizliğe yol açmaktadır. Bu durum siyasal iktidarın meşru olup olmadığı tartışmalarını beraberinde getirmektedir.Böyle bir sorunun varlığı, bir akademisyen olarak bizi bu konu üzerinde durmaya ve araştırma yapmaya zorlamıştır. Ayrıca bizim tez konusu olarak böyle bir konuyu seçmemizin bir nedeni de, bir vatandaş olarak, demokrasinin bize, siyaseteilgi duyma ve yönetime katılma sorumluluğunu yüklemiş ol-ivmasıdır. Alain: "Politika üstüne düşünmek gerek. Gereği kadar düşünmüyorsak, cezasını acı çekeriz1 derken demokrasinin bu yönünü ifade etmek istemektedir. Demokraside meşru otoritenin halkın iradesine dayanması ve siyasal kararların halkın iradesini yansıtması, siyasal ilgiyi ve katılımı zorunlu kılmaktadır.Demokratik parlamenter bir sistemde, gerek yönetenleri, gerekse yönetilenleri yakından ilgilendirmesi nedeniyle temsil olgusuyla ilgili temel kavramların ve sorunların bilinmesi, ülkenin demokratikleşmesi açısından yararlıdır, siyasal temsil konusunda elde edilecek objektif bilgiler, yöneten ve yönetilenlerde, demokrasinin halkın iradesine dayandığı bilincini güçlendirecektir. Böyle bir demokratik kültürün oluşumu yöneten yönetilen arasındaki siyasal temsil ilişkilerinin daha sağlam temellere oturtulmasında katkıda bulunacak ve meşruiyet tartışmalarına yol açacak siyasal istikrarsızlıkların ortaya çıkmasını engelleyecektir. Temsil ilişkilerinin güçlenmesi ile halk, görüşlerini ve isteklerini siyasal karar organlarına iletebilecektir. Böylece, yönetenlerle yönetilenler arasında doğabilecek anlaşmazlıklar önlenebilecek ve birçok sosyal ve siyasal gerginliğin önü alınmış olacaktır. Yöneticiler, halkı ilgilendiren sorunlar ve konularda halkın düşüncelerini, görüşlerini, yargılarını, belirlemek imkânını elde edebileceklerdir. Siyasal kararların halkın iradesini yansıtması ile de demokrasinin sağlıklı ve aksamadan yürümesinin bir ön koşulu gerçekleşmiş olacaktır.Bu çalışmada, siyasal temsil olgusunun temelinde yatan davranışların yönünü ve biçimini etkileyen değişkenleri belirlemeye çalıştık. Karanlıkta kalan noktalar veya yanlış algılamalarımız mutlaka olmuştur. O nedenle, bu konuda yapılacak eleştirilerin konunun aydınlatılmasında veya eksikliklerimizin 1 Sami Selçuk, Temsili ve Katılımcı Demokrasinin Kökeni, Çağdaş Yayınları, İstanbul, 1987, s. 6vgiderilmesinde katkıda bulunacağına inandığım için, eleştirileri ile yardımcı olan okurlara teşekkür etmeyi bir borç bilirim.Bu çalışma, Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyoloji Bölümünde Prof. Dr. Ahmet SÜERDEM başkanlığında, Prof. Dr. Arif ESİN ve Prof. Dr. Ali AKAY’dan oluşan jüri tarafından kabul edilen “Temsil Açısından 1960 Sonrası Türk Siyasal Yaşamının Sosyolojik Çözümlemesi” başlıklı doktora tezidir.Siyasal temsil olgusunu tez konusu olarak seçmemde bana yardımcı olan Prof. Dr. Nevres Turhan’a ve çalışmalarımın her aşamasında, eleştirilerinden ve katkılarından yararlandığım Prof. Dr. Ahmet Süerdem'e, eleştirileri ile çalışmama yardımcı olan Prof. Dr. Arif ESİN ve Prof Dr Ali AKAY’a, desteğini benden hiç esirgemeyen Prof. Dr. Ali ERKUL ve Prof. Dr. Faruk KOCACIK’a teşekkür ederim.Ayrıca bu tezin kitap formatına dönüştürülmesinde, sayfa yapısının yeniden düzenlenmesinde katkılarını benden hiç esirgemeyen Arş. Gör. Mustafa ERSOY’a teşekkürlerimi sunarım.