Tarihi süreçte kentsel yenilenme ile orijinal işlevini yitiren fakat yapısal özelliklerini muhafaza eden tarihi yapılara koruma amaçlı tekrar işlev kazandırılmaktadır. Yeni işlevleri ile birlikte yeniden kimlik kazanan yapılar, sosyo-ekonomik yapıyı güçlendirmekte ve kültürel miras açısından süreklilik sağlamaktadır. Bu süreçte, yapının yeni işlev kurgusu, işleve ve çevreye adaptasyon süreci devamlılık açısından önem taşımaktadır. Günümüz toplumunda, insanların çevresine yabancılaşmasını önlemek, tarihi ve kültürel anlamda toplumsal hafıza oluşturabilmek ve bu değerleri yaşatabilmek için müzelerin kurulması önem kazanmaktadır. Diğer yandan, toplumun müze binası olarak kullanılan tarihi bina ile olan bağını aktif hale getirebilmek ve sosyo-ekonomik sirkülasyonu sağlamak amacıyla, kentlerde tarihi yapılardan dönüştürülen müzeler gün geçtikçe çoğalmaktadır.