İslam öncesi kültürümüzde Türk ezoterik bilgilerini yaşatan tek kişinin şaman olduğu sadece bilimsel araştırmalarla değil, aynı zamanda şaman memoratları ile tasdik olunur. Şaman ve onun kamlığı, tedavi seansı, şamanlık süreci ve dünya görüşü hakkında doğru bilgi edinmenin esas yolu şamanlar hakkında olan anlatılardır. O bakımdan üçüncü baskısı gerçekleştirilen genişletilmiş şaman memorat ve efsaneleri, şaman kültürü ve şamanlıkla ilgilenen herkes için yararlı olacaktır.
Altay’da ve Uzak Sibirya’da yaşayan Türk boylarından tutun da bozkırda büyük cihan devletleri kuran Türk kavimlerine kadar nüfuz etmiş olan şamanlık, azımsanmayacak ölçüde araştırılmıştır. Şamanlığın temel özelikleri, dinî ritüelleri, iç yapısı, fonksiyonu, düşünce sistemi ve felsefi boyutu incelenmiştir. Bütün bu ilmî verilere giden yolun şaman metinlerinden geçtiğini bir kez daha anımsatmak gerekir.
Türk şaman metinlerinin derlenmesine XIX. yüzyılın ortalarında başlanmıştır. Bu işin öncülleri Batılı seyyahlar, Rus vatandaşlığını kabul eden Batılı bilim adamları, Rus asıllı misyonerler, bilim adamları ve konuyu merak edenler olmuştur. Ancak sonradan, özellikle XX. yüzyılın başlarından itibaren Türk soylu Hakas, Yakut, Altay, Beltir halkları ile birlikte bilim adamları da kendi kültürlerini öğrenmeye başlamışlardır ayrıca derleyip Rusçaya aktardıkları şaman metinlerini çeşitli dergilerde yayımlamışlardır. Bu kitap hem yabancı hem de Türk asıllı araştırmacıların derlemeleri dahil edilmiştir. Kitapta yalnız Türk şamanlığıyla ilgili efsane ve söylemlerin (memorat) yer alması vurgulanması gereken önemli bir noktadır. Hatta Türklerle aynı coğrafyayı paylaşmalarına, etkileşim halinde olmalarına rağmen Moğol, Buryat, Tunguz, Eskimos, Çukçi, Koryak vb. halkların şaman efsanelerini kitaba dâhil etmedik. Bunun yanı sıra şiirsel bir tarzda söylenen şaman alkışlarına (dualarına) da yer verilmemiştir. Orijinalleri mevcut olan bu duaları (Bunlara şamanın dua-alkış şeklindeki şarkıları da demek mümkündür.) ayrıca yayımlamak gerekir.
Bilim adamları tarafından bu metinler, esasen Yakut, Altay-Sayan, kısmen de Orta Asya Türklerinden derlenmiş, o zamanın şartlarıyla Rusça yayımlanmıştır. Orijinalleri elimize ulaşmayan ve dağınık halde bulunan Şaman metinlerini, çeşitli kaynaklardan tercüme ettikten sonra, daha anlaşılır olması için sekiz bölüm halinde ve numaralandırarak gruplandırdık. Bazı şaman terim ve kavramların kısa açıklamasını metnin altında dipnot olarak vermeyi uygun bulduk.
Kitapta şamanlığın iç ve dış yapısıyla ilgili bir yazının yer almasının da yararlı olacağı düşüncesine dayanarak, Türk şamanlığı adlı bir yazı sunulmuştur.
Günümüzde şamanlık terimi adı altında çok geniş bir saha kastedilmektedir. Sihir, büyü, tabiplik gibi ilkel kültür unsurlarıyla mistikleri Şamanizm ve şaman olarak öğrenilip bununla da şamanlık kavramına bir hayli yük yüklenerek kavramın dışına çıkılmaktadır. Bütün bunların ortaya çıkmasının sebebi, şaman metinlerine ve şaman şarkılarına gereken önemin verilmeyişi veya bunların bilinmemesidir. Türk, daha geniş anlamda Sibirya şamanlığı hakkında yazılan onca araştırmanın bir yönüyle eksik veya yanlış olmasının sebebi şaman memorat, efsane ve alkış şarkılarına dikkat çekilmemesidir.
Son olarak şaman efsanelerini ve memoratlarını derleyerek yazıya aktaran rahmetli olmuş bilim adamlarının payına en büyük teşekkürün düştüğünü söylemeyi borç bilirim. Ayrıca bu kitabı yayımlayan Ötüken Neşriyat çalışanlarının emeği hiçbir zaman unutulmayacaktır. Türk milletine hizmetlerinden dolayı Ötüken’e içtenlikle teşekkür ederim.
Fuzuli Bayat.