Cahit Zarifoğlu (1940-1987) şiire nasıl başladıysa hikâyeye de öyle başlamıştır. Cemal Süreya (1931-1990) Zarifoğlu’nun ölümünün ardından yazdığı yazılarda Sezai Karakoç’la (d.1933) bir araya geldikçe Zarifoğlu’nun hikâyelerini uzun uzun konuştuklarını anlatmaktadır. Edebiyatı bilen, sıradan okuyucunun uzanamayacağı kaliteleri seçebilen iki büyük şairin sohbet konularından biri Zarifoğlu’nun hikâyeleridir. İns bu ilgiyi hak eden bir kitaptır.İns, hakikatin ve hayatın kavranışında dünya edebiyatının seçkin örnekleriyle kıyaslanabilecek bir kitaptır. Fakat âdeta sistemli bir çalışmayla görünmezleştirilmiş, saklı kitaba dönüştürülmüştür. Ölümünün ardından yayınlanan özel sayılarda da, ölümünden yıllar sonra yayınlanan özel sayılarda da İns’e yer verilmemiştir. Bu durumu anlamak, yorumlamak mümkün değildir. O kadar ki Mavera dergisi hikâye özel sayısında Zarifoğlu sadece bir cümlede ilk kitabını çıkaran genç hikâyecilerle birlikte anılmıştır: “Müslüman kesimde hikâyelerini kitaplaştıranlar listesini Cahit Zarifoğlu’nun İns, Ali Kemal Nacaroğlu’nun Alaz, Ali Ulvi Temel’in Uzun Yürüyüşte ve Mustafa Miyasoğlu’nun Geçmiş Zaman Aynası’nı zikrederek tamamlayalım.” Üç kelime. İki tanesi yazarın adı soyadı, bir tanesi de kitabın adı. Mavera’da Zarifoğlu hikâye değeri bir cümle bile değildir.İns parodik bir eserdir. Albert Camus’nün (1913-1960) Yabancı romanından ve yabancı karakterinden izler taşımaktadır. Etki Yabancı’yla sınırlı değildir. Zarifoğlu, hikâyeler genelinde Camus’nün romanlarıyla etkileşim içindedir. Camus’nün sistemli bir biçimde romanlarında işlediği kayıtsızlık, nedensizlik ve yabancılık İns’te hâkim duygudur. İns’te temel duygu yabancılaşmadır. Yabancılaşma kendine, aileye, topluma ve dünyayadır.Zarifoğlu’nun hikâyeleri insanın varoluş perspektifine yığılan, insanı ve hayatı mümkün kılan hakikatin kavranışı doğrultusunda hikâyelerdir. İns, dünya edebiyatının seçkin örnekleriyle metinler arası ilişkiler kuran parodik bir eserdir. Türk destanları, Camus ve yabancı fikri, André Gide (1869-1951) Vatikan’ın Zindanları, Franz Kafka (1883-1924) Değişim, Hermann Hesse (1877-1962) Sidharta, İbn Tufeyl (1110-1185) Hay b. Yakzân, Ferîdüddîn Attâr (1146-1221) Mantıku’t-Tayr ve Bertolt Brecht (1898-1956) hikâyeler boyunca yorumlanan başlıca yazar ve eserlerdir. Özellikle Yabancı ve Mantıku’t-Tayr, Zarifoğlu’nun derinlemesine etkileşime girdiği kitaplardır. Zarifoğlu İns’teki Yabancı, hikâyeleri bu etkileşimler merkezinde yorumlamaktadır. “İns”te Camus’nün Yabancı’sı doğrudan, Kafka’nın Değişim’i tersyüz edilmiş bir biçimde yeniden yorumlanmaktadır. “İns”te ve “Zal Tepesi”nde işlenen hakikat süreci Hesse’nin Sidharta’sı, Attâr’ın Mantıku’t-Tayr’ı doğrultusunda insanın anlam arayışıdır. Kendini bulan insan hakikat temelinde insanlıkla buluşacak, varlığı anlam kazanacaktır. “Zal Tepesi” insanın kendine, iç dünyasına, “İns” iç dünyadan hareketle insanlığa yolculuğudur.İns, hakikat ve insanın anlamına ilişkin bir kitaptır. İnsanın anlamına, hikikatine yabancılaşmasını sorunsallaştırmaktadır. Hikâye değeri Türk edebiyatına ışık tutacak niteliktedir.Zarifoğlu İns’teki Yabancı bu yolda atılmış küçük bir adımdır