Bugün hayatın her alanında hüküm süren belirsizlik, karmaşa ve gerilimin ahlaki düşüncemizdeki etkisinin bir ufuk daralması şeklinde gerçekleştiği görülmektedir. Ahlak konusunda hem teorik hem de pratik kavrayışımızı, büsbütün değilse de büyük ölçüde kaybetmiş olduğumuz ve bilgeliğe en çok ihtiyaç duyulan ancak paradoksal olarak ona en az inanılan bir dönemde yaşadığımız bir gerçektir. Buna ilaveten, yaşanan dramatik değişimlerin ortaya çıkardığı ahlaki sorunlarla baş edemediğimize; “iyi yaşam”a ilişkin ideallerde ortaya çıkan boşluğun, değerlere dair sübjektif kanaatlerle doldurulmasının ahlaki alanda bir kaos yaşattığına şahit olmaktayız. Söz konusu zorluktan, olup biten gelişme ve değişmeleri sorumlu tutarak kaçmak yerine, ahlakı çağın anlayış ve kavramlarıyla yeniden yorumlamak ve ahlaki davranışların yeni durumlara makul bir şekilde nasıl uyarlanacağını araştırmak durumundayız. Ahlakın amacının seçim ve eylemlerimizde özgürlüğü gerçekleştirmek veya onu korumak olduğunu göz önüne aldığımızda, günümüzde gerçekleşen değişim ve gelişmeler karşısında ahlaki eylemlerimizi organize ederek uyumlu hale getirmenin ne denli zor bir görev olduğunu fark edebiliriz. Bu noktada ahlaka dair her türlü değerlendirme, araştırma ya da soruşturmanın en geniş görünümünü temsil edecek kuşatıcı ve tatmin edici bir ahlak anlayışı için, ahlaki kavramların içerik ve hedeflerinin detaylıca incelenmesi gerekecektir. Bu açıdan yapılabilecek en temel değerlendirme ahlakı, yaşadığımız serüvende yani kendi zamansallığı ve mekansallığı içinde çözümleyebilmektir. Bu husus, ahlakın kendi içinde değerlendirilmesi ve mevcut ahlak anlayışlarını eleştirmenin varlığın ve dolayısıyla deneyimlerimizin niteliklerinin açımlanması anlamına geleceği için, ahlaki soruşturma sonu gelmez bir sürece işaret edecektir. Bu süreci anlamaya yönelik erdemli eylemin de sonlu-akıllı varlığın biricik değeri olabileceği fark edilmelidir. Elinizdeki bu eser, ahlakı “iyi ve kötüye” dair bir duyarlılık ya da şuur arayışı olarak gören bir felsefecinin, söz konusu tezahürü anlamaya dair kaleme aldığı makalelerinden oluşmaktadır. Eserin okuyucularına ahlakı anlamada bir ufuk ya da anlam eşiği kazandırması tek umudumdur. Eserin gözden geçirilip düzenlenmesinde yardım eden Doç. Dr. Tuba Nur Umut ve Arş. Gör. Ahmet Hamdi İşcan’a; yayım aşamasında değerli katkılarından dolayı yüksek lisans öğrencim Cüneyt Yaşar’a, Eskiyeni Yayınları editörü Hüseyin Nazlıaydın’a, kapak tasarımını yapan Coşkun Işıkgül’e, mizanpajını yapan Beyzanur Arslantaş’a ve Eskiyeni Yayınları’nın tüm çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim.