Çocuk kavramının yerine kullanılmak istenen bir sözcük sorulsaydı cevabım “mucize” olurdu. Çünkü çocuk, olağanüstü özelliklere sahip mucizevi bir varlıktır. İçine doğduğu dünya için bir kurtarıcı ve koruyucu, ülkesi için bilgi ve birikim sahibi bir insan, toplumu için iyi bir vatandaş, ailesi için sevgi dolu, fedakar, vefalı, sadık bir üye olan çocuk, ancak mucize kavramıyla tariflenebilir. Çocuk için beklenen idealin/ideallerin gerçekleşmesi ve çocuğun sahip olduğu potansiyelin ortaya çıkarılması için düzenli bir eğitim süreci önem arz etmektedir. Bu anlamda çocuğun okul öncesi eğitim faaliyetlerine dahil edilmesi gerekmektedir. Çocuğun doğumuyla başlayıp temel eğitim dönemine kadar birçok süreci kapsayan, her yönden gelişiminin en hızlı olduğu dönem olan okul öncesi dönemi; çocuk, ebeveyn ve okul öncesi öğretmeni tarafından kritik bir önem taşımaktadır. Öğrenmeye ve birikim edinmeye hazır olan çocuğa yönelik doğru ve planlı bir rehberlik yapmak, dönemin kritik yönüne ışık tutmaktadır. Bu dönemde çocuğun yolunu aydınlatan rehberin çocuğa yönelik zengin içeriğe sahip öğrenme ortamları hazırlaması önemlidir. Çocuğun önemli bir özelliği olan merak ve keşfetme duygusunu harekete geçiren, kültürel belleği içselleştirmesini sağlayan, problem çözme yeterliliği kazandıran, eleştirel düşünme becerisi edindiren, yaratıcı düşünmeyi destekleyen, kelime dağarcığını artıran öğrenme ortamları, çocuğun bu alanlarla ilgili başarılı çıktılar elde etmesini sağlayacaktır. Bu anlamda bilmecelerin tüm bu alanlarla ilgili kazanımlara yönelik zengin ve nitelikli bir içeriğe sahip olduğu bilinmektedir. Ancak okul öncesi öğrenme ortamlarında bilmecelerin geçiş etkinliği olarak kullanılması, bilmecelerin taşıdığı işlevlerden yararlanılmadığı anlamına gelmektedir. Okul öncesi öğretmenlerinin etkinlik planlamada bilmece etkinliklerine az oranda yer verdiğine ilişkin araştırma sonuçları dikkate alındığında, bilmecelerin eğitim yönü yüksek halk anlatıları olduğunu açıklamak; iletişim ve bilgi 7çağının gereğine uygun problem çözme yeterliliğinin bilmecelerle kazandırılabileceğinin altını çizmek; bilmecelerin kültürel belleğin içselleştirilmesinde aracı rol üstlendiğine dair farkındalık yaratmak ve okul öncesi öğretmenlerinin özgün bilmece örneklerini bir arada bulmasını sağlamak için hazırlanan bu kaynak oldukça önemlidir. Kaynak eser niteliğinde olan bu çalışma oluşturulurken hem okul öncesi öğretmenlerine kaynak olması hem de okul öncesi dönemindeki çocuklar için bilmecelerin ne denli önemli olduğunun vurgulanması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda eserin birinci bölümünde bilmece ile ilgili tanımlara, okul öncesi dönemin çocuk için önemine, bilmecenin tarihçesine, bilmecenin yapısal özelliklerine, okul öncesi çocuğa sunduğu katkılara ve bilmece ile ilgili alandaki çalışma örneklerine değinilmiştir. Eserin ikinci bölümünde ise güncel okul öncesi eğitim programında yer alan kazanım ve göstergeler dikkate alınarak oluşturulan özgün bilmece örneklerine yer verilmiştir. Temelde okul öncesi öğretmenlerinin yararlanabileceği bu kaynağın, okul öncesi dönemdeki çocuklar ve aileleri için yararlı olması temennisiyle …