İnsanlık, koronavirüse karşı küresel bir savaş vermektedir. Devam eden COVID-19 pandemisi, neredeyse herkesin yaşam tarzını değiştirmiştir. Eğitim, bu pandemiden etkilenen birçok alandan biridir. Pandeminin toplum üzerindeki etkisini ele alan çok sayıda araştırmanın konusu olmuştur. Öğretmenler ve öğrenciler için öğretim ve öğrenmeye sürekli erişim ihtiyacı hiç bu kadar önemli olmamıştır; zira pandeminin etkisi onlar için birçok zorluğu beraberinde getirmiştir.
Bu kitap, pandeminin eğitim ve paydaşları üzerindeki etkilerini sunmak amacıyla yazılmıştır. Kitap, her biri pandemiye farklı açılardan yaklaşan on bölümden oluşmaktadır. Okuyucular, yalnızca içerikten değil, her bölümde sunulan kaynakçalardan da fayda sağlayabilir; bu kaynaklar onları daha fazla okumaya ve çalışmaya teşvik edebilir.
Kitap, pandemiyle ilgili giriş niteliğinde bir bölümle başlamaktadır. Bu bölümde, pandemi sonrası okullarda “normale dönüş” sorgulanmakta, özellikle matematik özelinde öğrencilerin iyi oluşu açısından değerlere vurgu yapılmaktadır.
İkinci bölümde, uzaktan öğretim sürecinde öğretmen adayları ve danışmanlarının deneyimleri ele alınmakta; uzaktan öğretimin getirdiği zorluklar, gerekli pedagojik beceriler, beklentiler, karşılaşılan sorunlar, olanaklar ve sınırlılıklar üzerinde durulmaktadır.
Üçüncü bölümde, öğrencilerin pandemi sürecinde çevresel farkındalıkları hakkında bilgi verilmektedir. Bilinçli tüketim, atık ve geri dönüşüm, enerji tasarrufu gibi konulara ilişkin öğrenci görüşleri yer almakta ve bu farkındalık çeşitli paydaşlara sunulmaktadır.
Dördüncü bölüm, alternatif bir öğrenme yöntemi olarak video destekli okul dışı öğrenme etkinliklerine odaklanmakta ve her yerden bilgiye erişimin önemine dikkat çekmektedir. Bu bölümde, matematik öğretmeni adayları tarafından tasarlanan etkinlikler ve bunların görsel destekli örnekleri sunulmaktadır.
Beşinci bölüm, pandemi dönemindeki kapanmalar, çevrim içi dersler, çevrim içi öğrenme ve sınavların öğrencilerde yarattığı stres düzeylerini ele almaktadır. Farklı değişkenlere göre (cinsiyet, yerleşim yeri, sınıf düzeyi, dijital cihazlara erişim) öğrencilerin stres düzeyleri incelenmektedir.
Altıncı bölümde, pandemi döneminde okul öncesi eğitim için düzenlenen aile odaklı psikoeğitim oturumları ele alınmaktadır. Bu oturumlarda pandeminin duygusal, davranışsal ve alışkanlıklarla ilgili etkilerine dikkat çekilmektedir.
Yedinci bölüm, İngilizce öğretimi öğrencilerinin akademik yazım sürecinde bilgisayarla destekli derlem teknolojilerini kullanmalarına dair yansımalarını içermekte; derlem araçlarının potansiyelleri ve uygulama sürecinde karşılaşılan zorluklara değinilmektedir.
Sekizinci bölüm, fen bilimleri öğretmenlerinin uzaktan eğitimde karşılaştıkları zorlukları ele almaktadır. Yazar, öğretmenlerin en çok zorlandığı konuları ortaya koymakta ve bu zorlukların nedenlerini tartışmaktadır.
Dokuzuncu bölüm, Filipinler bağlamında öğretmen yetiştirme lisans programına dikkat çekmektedir. COVID-19 krizi bağlamında programın içeriği tartışılmakta, bu bölümün yetkililere öğretmen yetiştirme programlarını geliştirmeleri adına rehberlik etmesi amaçlanmaktadır.
Onuncu ve son bölüm ise pandeminin psikolojik etkilerine odaklanmakta; psikolojik dayanıklılık, sosyal destek, bilişsel duygu düzenleme ve obsesif inançlar arasındaki ilişkiler incelenmektedir. Yazarlar, pandeminin bireylerin günlük yaşamına birçok kısıtlama getirdiğini ve bu etkilerin uzun süre devam edeceğini ifade etmektedir.
Bu kitabın okuyuculara, pandeminin eğitim üzerindeki etkilerine dair genel bir bakış sunmasını umuyoruz. Araştırma sonuçlarının paylaşılması, okuyucuların bu istenmeyen sürecin risklerini ve potansiyellerini değerlendirmesine katkı sağlayabilir. Bu doğrultuda okuyuculardan gelecek yorum ve yapıcı eleştirileri görmekten memnuniyet duyarız.
Pandemi hala devam ettiği için, eğitim alanında katkı sağlayacak yeni araştırmalar için hâlâ fırsatlar vardır.
Bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen yazarlara ve yayıncıya içten teşekkürlerimizi sunarız.