Bugün tüm dünya neoliberalizmin politik, ekonomik, sosyal ve ideolojik kuşatması altındadır. Bu kuşatma, sosyal hayatın tüm kurumlarının neoliberalizme göre biçimlendirilmesi ve var olan eşitsizliklerin yeniden üretilmesi yönünde günden güne daha acımasız bir dünyayı beraberinde getirmektedir. Neoliberalizmin bu tüm sosyal hayata içkin yapısı tüm kurumları olduğu gibi eğitimi de doğrudan etkilemektedir.Eğitim, alınıp satılabilen bir meta haline gelmiş, kamusal ve sosyal yönü dışarıda tutularak yeniden tanımlanmış; rekabetçi, piyasacı ve tüketici yapısı ile tam da neoliberalizmin güdümüne girmiş durumdadır. Bireyler, emek gücünün yeniden üretimi sürecinde neoliberalizmin kucağına bırakılmış, özelleştirme, yeni işletmecilik, toplam kalite yönetimi, esnek çalışma koşulları, çağa uygun becerileri edindirme gibi farklı ad ve yöntemler aracılığı ile neoliberalizmin çarkının bir parçası haline getirilmiştir.Eğitim, sağlık, ulaşım gibi kamusal hizmetler, yeniden düzenleme adı altında devletin bütçesine bir yük olarak gösterilmiş ve buna çare olarak da özelleştirmenin ilaçmış gibi sunulması artık gerekli gösterilmeye başlanmıştır. Tüketici toplum, sürekli olarak kutsanmış, demokrasi, adalet ve özgürlük gibi kavramların içi boşaltılarak neoliberalizmin ideolojisi hayatın her alanında hakim kılınmıştır.Bu süreçte, en anahtar kurumlardan bir tanesi olan eğitim de var olan neoliberal hegemonyanın yeniden üretilmesine hizmet eder konuma getirilmiştir. Standart sınavlar, desteklenen özelleştirme uygulamaları, bir hak olarak tanımlanan temel eğitimin dahi paralı hale gelmesi, içi boşaltılan, sınav odaklı ve eleştirel düşünmeden yoksunlaştırılan müfredat, eğitimcilerin örgütlenmesinin yozlaşması gibi daha birçok uygulama, bu süreçte eğitimin neoliberalizmin yeniden üretilmesinin bir aracı haline gelmesini sağlamıştır.İfade edilen bu olgular karşısında eğitimciler ve toplumun diğer tüm üyeleri, neoliberalizmin bu saldırısının öncelikle farkında olmak ve bu saldırıya karşı mücadele vermek durumundadır. Unutulmamalıdır ki tarih bize her sistemin eninde sonunda karşıtını yaratacağını göstermiştir. Eğitim, bugün her ne kadar neoliberal ideolojiye hizmet etse de aynı zamanda bu ideolojiyle mücadele için de bir araçtır.Tüm bunlardan dolayıdır ki, eğitim ve ekonomi arasındaki karşılıklı ilişkinin, hakim söylemin dışında ele alınması bir gerekliliktir. Eldeki çalışma bunu amaçlamaktadır. Bu çalışma ile, eğitimin bugün uğradığı neoliberal saldırının ekonomik açıdan ortaya konması ve ilerleyen süreçte bu sorunlara yönelik alternatifler oluşturulması konusunda bir katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Hakim ekonomik sistemin kapitalizm olduğu gerçeğinden yola çıkarak, eğitim ve ekonomi arasındaki ivkarşılıklı ilişki, eşitsizliğin yeniden üretilmesi bağlamında tartışılmıştır. Farklı boyutlar çerçevesinde yürütülen çalışmanın tümünde, eğitimin hangi araçlar ile neoliberal ideolojinin bir aygıtı olarak işlev gördüğü açıklanmaya çalışılmıştır. Eldeki çalışma tüm sosyal hayatımızı çevrelemiş neoliberal ideolojinin etkilerini ortaya koyma açısından atılmış bir adımdır. Elbette bu adım, ulusal ve uluslararası anlamda bu yöndeki çalışmalara destek olabilecektir. Ancak daha fazla çalışma yapılmasının da gereği ortadadır. Bu çalışmamızın ortaya çıkmasındaki değerli katkılarından dolayı Prof. Dr. Ahmet DUMAN’a, Prof. Dr. Rıfat OKÇABOL’a, Prof. Dr. Pınar YENGİN SARPKAYA’ya, Prof. Dr. Erkan KIRAL’a, Doç. Dr. Bertan AKYOL’a, Öğr. Gör. Sadi YILMAZ’a ve Dr. Öğr. Üy. Burcu ALTUN’a, Cem ÖZ’e ve Sanem UÇA’ya teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca kapak tasarımı için Cem ÖZER’e teşekkürlerimizi sunarız.Bu çalışma Prof. Dr. Ruhi SARPKAYA’nın danışmanlığında yürütülmüş olan Tahir YILMAZ tarafından yazılmış “Eğitim Ekonomi İlişkisine Eleştirel Bir Yaklaşım” adlı yüksek lisans tezinin gözden geçirilmesi ve “Eğitimin Sosyal ve Ekonomik Kalkınmaya Etkisi” adlı bölümün Ruhi SARPKAYA tarafından eklenmesi ile kitaba dönüştürülmüştür. Kitap içerisinde yer alan örnek olaylar ve görsellerin oluşturulmasında ChatGpt’den faydalanılmıştır.Bugünün bütün zor koşulları altında çocuklarının eğitimi için çaba harcayan tüm ezilen aileler gelecekte güzel günler göreceklerdir. Var olan sistem içerisinde her gün artan eşitsizliklere rağmen, gelecekte çocukların daha adil, daha özgür, daha eşit ve daha güzel günler yaşaması dileğiyle…