19.yüzyıl, Mısır için İngiliz işgalinin etkilerini üzerinden atamayarak genel anlamda Batılılaşmak ya da geleneklerine sahip çıkmak arasında gelgitlerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu sürecin devamında yaşayan Ahmed Emîn küçük yaşlardan itibaren söz konusu iki farklı dünyanın işaret ve unsurlarını hayatının her alanında yakinen hissetmiştir. Siyasi ve kültürel karmaşanın hâkim olduğu bir ortamda eğitime başlamış ve devam etmiş, ilimle olan bağını hiç koparmayarak geride bizzat telif ettiği eserlerin de içinde bulunduğu önemli bir kütüphane bırakmıştır. Genel olarak İslam tarihçiliği ve bu alanda kaleme aldığı Fecrü’l-İslâm, Duha’l-İslâm ve Zuhurü’l-İslâm ile tanınan Ahmed Emîn, söz konusu çalışmalarında sık sık hadisle ilgili tartışmalara da girmektedir. Bu konuda genel itibariyle “tenkitçi” bir yaklaşım sergilemesi sebebiyle Ahmed Emîn ve onun hadis hakkındaki düşünceleri, müstakil bir çalışmada ele alınmaya değer görünmektedir. Zira ilmî düşüncesi ve özellikle de hadise bakışı noktasında, yaşadığı süreç ve coğrafya ile de ilgili olarak hem eskinin hem de yeni ve modern olanın etkisi aranabilecek durumdadır. Buna rağmen Türkiye’de böyle bir çalışmanın yapılmamış olduğunu fark etmemiz, bizi Ahmed Emîn’in hadise dair düşüncelerini bir araya toplamaya sevk etmiştir. Bu doğrultuda 2018 yılında savunduğumuz “Ahmed Emîn’in Hadise Bakışı” isimli yüksek lisans tezimiz esas alınarak bu çalışma ortaya çıkmıştır. “Hadise Modern Yaklaşımlar Ahmed Emîn” adlı eserimiz üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde ana hatlarıyla Ahmed Emîn’in hayatı, düşünce dünyasının şekillenmesi ve bu süreçte ortaya koyduğu çalışmalar ele alınmaktadır. İkinci bölümde müellifin hadis ve hadis tarihine dair genel bakışı, tasvir ve tenkidleri üzerinde durulmuş; bu suretle onun hadis algısı anlaşılmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölüm ise Ahmed Emîn’in çeşitli hadislere yönelttiği eleştiri ve itirazların, klasik anlayışa uygun olarak isnad ve metin bağlamında tavsif ve tenkidinden ibarettir. Son iki bölümü oluşturan konuların okuyucuya arzında önemli yerleri olduğuna inandığımız Mustafa es-Sibâî ve Acâc el-Hatîb gibi ilim adamlarına atıfta bulunmak ve teşekkür etmek, ilim geleneğimizin ve özellikle de bu isimler tarafından ortaya konan gayrete gösterilmesi gereken vefanın bir gereğidir. Zira her iki isim de hadis ve sünnet hakkında yazdıkları kitaplarda Ahmed Emîn’in görüşlerine ve tenkitlerine özellikle yer vermiş ve bunlara cevap vermek adına ellerinden gelen gayreti göstermişlerdir. Onların bu çabası, belli bir görüş veya tenkide hangi açılardan yaklaşılabileceği noktasında bizim için oldukça yol gösterici olmuştur. Ancak bu noktada, bazı yaklaşım ve tenkit metodları konusunda bu ilim adamlarına katılmadığımız yerler de vardır ki, eserimizde bu hususa yani tenkidin tenkidine yer vermeye çalıştığımızı da ifade etmemiz gerekir. Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde her konuda büyük fedakarlık gösterip yardımlarını esirgemeyen, ilmî tecrübelerini ve değerli vaktini paylaşan kıymetli danışman hocam Prof. Dr. Hüseyin Kahraman’a, kapılarını her çaldığımızda bizleri asla geri çevirmeyen ilk danışmanım Emekli Öğretim Üyesi Akif Köten, Prof. Dr. Salih Karacabey, Prof. Dr. Abdullah Karahan, Doç. Dr. Mutlu Gül’e, çalışmanın tez aşamasında jüri üyesi olan Prof. Dr. Abdullah Taha İmamoğlu’na ve diğer bütün hocalarıma katkılarından ötürü teşekkür ediyorum. Yine bu süreçte beni yalnız bırakmayan dostlarıma, özellikle eserin hazırlanma aşamasında vakitlerini ayırıp yardımlarını esirgemeyen arkadaşlarım Hacer Şahin, Çağlanur İyibil, Esma Elönü, Arş. Gör. Kübra Betül Aydemir, Arş. Gör. Hatice Nur Dalkılıç’a ve hayatım boyunca en büyük desteği vererek her zaman arkamda duran değerli aileme teşekkür ederim.