Sürdürülebilir bir işletme kurmak ve yönetmek sıradışı özveriyle başlar, bütün yönleriyle düşünülmesi gereken bir yapılanma gerektirir. Sektörel ve yönetimsel yeniliğe açık olmak ve gerektiğinde değişen koşullara uyum sağlayabilmelidir. İstekli olunan pazarın derinlemesine incelenmesi ve anlaşılması, çevresel ve sosyal sorumluluğa bağlılığı, finansal başarı ve toplum üzerinde yaratabileceği olumlu etki açısından bakıldığında küçük ve orta ölçekli işletme (KOBİ) kurmak, birçok girişimcinin bir gün gerçekleştirmeyi umut ettiği hayalidir. Ancak bir işletmeyi kurabilmenin ve onu tüm risklerden koruyarak yönetebilmenin kolay olmadığını ve fevkalade fedakarlıklar gerektirdiğini, süreç boyunca çok sayıda zorluklar ile karşılaşılacağının da bilinerek bu yala çıkılmasında fayda vardır. Fedakarlıklardan ve zorluklardan bahsediliyor diye girişimsel faaliyetlerden uzak durmaya da hiç gerek yoktur, zaten iş fikri olan bir girişimcinin zorluklar karşısında pes etmeyeceğini bilerek yazmaya karar verdiğimiz bu kitap, girişimcilerin bir işletme kurmaya karar verdiklerinde karşılaşabilecekleri muhtemel sorunları nasıl aşabileceklerine dair ipuçları içermektedir. Kitap 1 İşletmelerde Sürdürülebilir İletişim ve Kurumsallaşma |2 | Mustafa Alpay tek bir işkolu özelinde kaleme alınmamıştır, burada öngörüler ve öneriler genel çerçeve dahilinde çalışılmıştır. Girişimci topluluklarda kendi işinin patronu olmak, bir sorunu çözen veya bir ihtiyacı karşılayan bir değer yaratmak isteği ağır basmaktadır. Girişimciler tarafından üretime kazandırılan her işletme istekli bireyleri iktisadi büyümeye yönlendirmede, inovasyonu teşvik ederek istihdam fırsatları sağlamada dünyada ve Türkiye’de kilit bir rol oynamaktadır. Kendilerine ait bir şeyler yaratmak, işlerinin patronları olmak ve topluluklarında fark yaratmak isteyen birçok girişimci için bir işletme kurabilmenin arkasında birçok hayal ve cazip nedenler bulunmaktadır. Girişimciyi yatırıma yönlendiren sebepler farklı olmakla beraber bazen pazarda karşılanmayan bir ihtiyaç tespit ettikleri için yatırım yaparlar, bazen de bir sorunu çözen ürün veya hizmet yaratarak bu boşluğu doldurmak için yatırım yaparlar. Yeteneklerini ve değerlerini yansıtan bir şey yaratabilmek istediklerinden bu tutkularının doğrultusunda hayalinin peşinden koşmak için bir işletme kurmayı dener. Birçok girişimci bağımsızlık arzusuyla hareket eder bu hareketlerinin yan faydaları ise iş ve istihdam fırsatları yaratarak bir taraftan genel ekonomik büyümeye katkıda bulunurken diğer taraftan da yerel ekonomileri güçlendirirler. Bu tür hareketlerin fırsat olarak kazanç getirisi de olacaktır, bir KOBİ işletmesiyle işe başlamak sektörü ve doğru zamanlaması isabetinde mali açıdan servet yaratma ve istikrarlı bir gelir akışı oluşturma fırsatına da dönüşebilir. Ancak bir iş fikri sahibi olmak işin sürdürülebilir bir kuruma dönüştürülmesi için tek başına yeterli değildir. Bununla birlikte, bir KOBİ işletmesi kurma yolculuğu, özellikle resmi prosedürler ve düzenlemeler de söz konusu olduğunda girişimcilerin gözünü korkutmadan ortaya bir kurum çıkarabilmenin diğer gerekliliklerini de yerine getirmek gerekir. Bu kurumlar, hammadde temini, İşletmelerde Sürdürülebilir İletişim ve Kurumsallaşma | 3 üretim bantları, muhasebe, pazarlama, hukuk ve insan kaynakları da dahil olmak üzere bir işletmeyi yönetebilmek için uzmanlığa dayalı gereken diğer birimlerdir. Kurulacak işletmedeki birimlerin eksikliği ya da uzmanlığının yetersizliği, sadece iş fikri ile işe başlayan girişimciler, girdiği pazarın kadim işletmelerinin ilk anda silkeleme babında şiddetli rekabetiyle karşı karşıya kalabilir. Bir işletme kuruluşunda çeşitli resmi prosedürler ve düzenlemelerle uğraşmak yorucu olsa da caydırıcı olmamalıdır. Kuruluş sürecinde bazı zorluklar ile karşılaşmak o işin yapılmayacağı anlamına gelmemelidir. Azimli girişimcilerimizin unutmaması gereken en önemli konu, gelişmekte olan bir ülkeyiz ve mevzuatlarımız yöneticilerin bakış açısına göre sürekli geliştirilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu geliştirmeler sahadan bariz bir şekilde kopuk, masa başı fantezileri ekseninde hazırlandığı için sürekli regülasyonlara tabi olmaktadır. Öyle ki bir mevzuatın hazırlandığı ilk haliyle yayınlandığı hali arasında bile o kadar çok kaymalar ortaya çıkıyor ki bir de onu açıklamaya yönelik sayfalarca ayrı bir metin yayınlayarak durum idare edilmeye çalışılmaktadır. Henüz gelişmekte olan bir ülke olduğumuz için elimizdeki mevzuata göre başlansa bile, yatırım daha tamamlanmadan ilgili mevzuat geliştiriliyor mantığı çerçevesinde yeniden değiştirilebilmektedir. Mevzuatları değiştirme mevzuatı olan ilginç bir ülke olduğumuzu unutmadan, işletme kurarken yer seçiminde, finansman kaynağı konusunda ya da her şey hazır olduğunda faaliyete geçiş için başvuru sürecinde bürokratik aksaklıklar ve sıkıntılarla karşılaşmak durumunda kalabilirsiniz. Amacımız, aynı işkolunda bir arkadaşımız geçtiğimiz yıl hiç zorlanmadan işletmesini kurmuştu, ben neden kuramıyorum diye öfke nöbetleri yaşamaya gerek olmadığını, geçtiğimiz yılın mevzuatının değişmiş olacağını bu yılın mevzuatına göre hareket edileceğini bilerek nasıl bir yol izlenebileceği konusu4 | Mustafa Alpay nu anlatmaya çalışırken hangi süreçte destek alınması gerektiğini anlatmaya çalışacağız. İşletme kurmanın ilk adımı, işletmenin ihtiyaçlarına uygun bir yasal yapı seçmekle başlar. Kararı verilen yapısal kurumun ilgili makamlara tescil işlemleri yapılmalı ve faaliyet yürütülecek sektör ve iş türüne göre gerekli izin ve ruhsatları almalıdır. Bu tür işletmeler tercih edilen yasal yapı çerçevesinde gelir veya kurumlar vergisi, satış ya da KDV vergisi, yatırım ve istihdam vergileri dahil olmak üzere çeşitli vergi düzenlemelerine tabidir. Vergi türüne göre de yapısal kurum tercih edilebilir, önemli olan yasal yükümlülükleri tam anlamak ve yürürlükteki mevzuatlara gereğince uyum sağlamaktır. Resmi uygulamaların üstesinden gelmek için düzenleyici gereklilikleri anlayan sektör derneklerinden tavsiyeler alarak bu işleri zamanında çözebilen uzmanlara yönlendirmek gerekir. Bürokratik karmaşadan bunalmamak için iş danışmanlarından, hukuk, finans ve vergi uzmanlarından ücreti mukabilinde danışmanlık desteği almak maliyetli olsa da daha hızlı sonuçlar vermektedir. Girişimciler, rehberlik ve destek sağlayabilecek akıl hocaları, danışmanlar ve mesleki derneklerden oluşturulan ağlardan da istifade edebilir. Bu ağ ayrıca finansmana ve diğer kaynaklara erişime ulaşmalarına, işlerini etkileyebilecek düzenlemeler ve piyasa trendlerindeki değişiklikler hakkında bilgi sahibi olmalarını da sağlayabilir. Güncel bilgilere sahip olmak bilinçli kararlar almak ve stratejiler uyarlamak için de gerekli bir kanaldır. Sonuç itibariyle resmi veya pazar sorunları biraz uğraştırıcı olsa da aşılamaz değildir. Nihayetinde girişimcilerin ya da profesyonel tavsiye alacağı meslek kuruluşlarının sosyal sermayeleriyle bu işlerin üstesinden gelmek mümkündür. Tüm bu sorunları aşarak hayallerinin peşinden gitme, fark yaratma ve topluluklarına değer yaratma konusunda tutkulu olan girişimciler için sabır, sıkı çalışma gereklidir. Güçlü İşletmelerde Sürdürülebilir İletişim ve Kurumsallaşma | 5 bir ekip ile teknolojiden yararlanarak, benzersiz iş fikirlerine destek arayarak, karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmek için başarılı KOBİ işletmeleri kurabilirler. Gerekli izin ve ruhsatları almak, tek başına bir işletmeyi kurmak için yeterli değildir, işletmelerin bir de faaliyet sermayesine ihtiyacı olacaktır. KOBİ’ler, özellikle kuruluşun ilk aşamalarında, finansmana erişimde sıklıkla zorluklarla karşılaşmaktadır. Girişimciler vizyonları iyi yazılmış bir iş planı ve uygulanabilir iş fikirleriyle hedeflerine yönelik stratejilerini ortaya koyduktan sonra banka kredileri, hibeler ve risk sermayesi gibi çeşitli finansman seçeneklerini de keşfetmeleri gerekir. Bu kitap operasyonlarınız boyunca sürdürülebilir bir işletme oluşturmak için de kritik bilgiler içermektedir. Güçlü bir şirket kültürü oluşturmanın, net bir misyon ve vizyon geliştirmenin ve faaliyetlerinizde sürdürülebilir uygulamaları hayata geçirmenin önemine odaklanarak sürdürülebilirliği yönlendirmedeki rolünün yanı sıra diğer işletmeler, hükümetler ve sivil toplumla iş birliği ve ortaklıkların önemini de inceleyeceğiz. Sürdürülebilir bir iş kurmak ve yönetmenin temel ilke ve stratejilerini de kitabın ilerleyen safhalarında keşfedeceğiz. Enerji kaynakları yönetimi, atık azaltma ve tedarik zinciri yönetimi gibi alanlarda sürdürülebilir uygulamaların politikalar ve prosedürler oluşturarak bunların benimsenmesi, aynı zamanda çalışanlarınız arasında ortak bir amaç ve değerler duygusu yaratmanın yollarını da keşfedeceğiz. Sürdürülebilir bir işletmenin başarılı olabilmesi için yetenekli ve motive olmuş çalışanlara ihtiyacı olduğunu unutmamak gerekir. Bu, işletmenin varlık sebebi nedir? neyi temsil etmektedir, paydaşları için nasıl bir değer yaratmayı planladığını açıkça ifade edebilmekte midir? İşletmenin misyon ve vizyonunu nedir? çevresel sorumluluğa yatkınlığını nasıl ifade etmektedir? Sosyal eşitlik ve ekonomik uygulanabilirlik gibi sürdürülebilirlik ilkelerine 6 | Mustafa Alpay dayandığını nasıl anlatmaktadır? Tüm bunların net bir şekilde ortaya konması paydaşlarıyla ortak strateji belirlemelerinde önemli kriterlerdir. Girişimciler, çalışanları işe alma, eğitme ve elde tutma konusunda da zorluklarla karşılaşabilir. Çalışanlardan bir ekip ruhu ortaya çıkartmak ciddi çabalar gerektirir, bu çabayı özveriyle göstererek bu ekip kurulmalıdır. Ekibin üyeleri kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası olduklarını hissettikleri andan itibaren, kendilerini sürdürülebilirliğe adamaya ve şirketinizin hedeflerini destekleyen eylemlerde bulunmaya daha yatkın olurlar. Ayrıca, ilerlemeyi takip edebilmek, yeni teknolojileri ve iş modellerini benimsemek çevre müdahalelerini azaltabilir, sosyal sonuçlarınızı iyileştirerek ekonomik performansınız yükseltilebilir, performansınızın sürdürülebilirliğini takip edebilmenin yolu ölçebilmek ve raporlanarak analiz edilmesiyle izlenir. Raporlamanın gücüyle, veri analitiği ve makine kullanımını öğrenmeyle operasyonlarınızı optimize edebilir ve israfı azaltabilirsiniz. Yenilenebilir enerji kaynaklarını benimseyerek karbon ayak izinizi azaltabilir ve enerji maliyetlerinden tasarruf edebilirsiniz. Döngüsel ekonomiyi benimseyerek yeni gelir akışları yaratabilir ve sınırlı kaynaklara olan bağımlılığınızı azaltabilirsiniz. Diğer işletmeler, hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği ve ortaklıklar kurarak birlikte çalışmayı deneyebilirsiniz, karmaşık sürdürülebilirlik zorluklarını aşabilmek için ortak kaynaklarınızdan, kendi bilginizden ve uzmanlardan yararlanabilirsiniz. Sivil toplumla ilişki kurarak işletmeniz için güven ve meşruiyet inşa edebilir ve toplum için ortak değer yaratabilirsiniz. Güçlü bir şirket kültürüyle başkalarıyla iş birliği yaparak, paydaşlarınız için değer üreten ve daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunan bir işletme yaratabilirsiniz.İşletmelerde Sürdürülebilir İletişim ve Kurumsallaşma | 7 Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) dünyadaki birçok ekonominin bel kemiğidir. İstihdam sağlar, yeniliği teşvik eder ve ekonomik büyümeye önemli ölçüde katkıda bulunurlar. Ancak, sürdürülebilir bir KOBİ kurmak ve yönetmek dikkatli planlama, etkili uygulama ve değişen piyasa koşullarına sürekli uyum sağlamayı gerektirir. Bunu destekleyen operasyonlar için müşteri ihtiyaçlarına odaklanmak gerekir. Bir işletmenin başarısı, müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamaya bağlıdır. Hedef pazarınızı, tercihlerini ve sorunlu noktalarını anlamak için pazar araştırması yapmak rutin hale gelmelidir. Güçlü bir ekip için doğru kişileri doğru roller için işe almak, onlara eğitim ve gelişim fırsatları sunmak, yaratıcılığı ve iş birliğini teşvik eden olumlu bir çalışma ortamı yaratmak girişiminizin menfaatine olacaktır. Teknolojiyi benimseyerek süreçleri otomatikleştirme yoluyla verileri yönetmenize ve müşteriler ve tedarikçilerle iletişim kurmanıza yardımcı olabilecek yazılımların her zaman en güncelini, donanım ve iletişim araçlarının en işlevselini takip etmeniz de girişiminizin menfaatine olacaktır. KOBİ işletmelerinin hayatta kalması için kritik öneme sahip olan nakit akışınızı yakından takip edin, harcamalarınızı karşılamak ve büyüme fırsatlarına yatırım yapmak için yeterli işletme sermayesine sahip olduğunuzdan emin olun. İş performansınızı hedeflerinizi ve temel performans göstergelerinizi düzenli olarak izleyin. İş ortamı sürekli değişiyor işletmelerinin rekabet gücünü korumak için esnek ve uyarlanabilir olması gerekiyor. Pazar trendleri, müşteri tercihleri ve teknolojik gelişmelerden haberdar olun. Değişen pazar koşullarını karşılamak için stratejinizi ve operasyonlarınızı yönlendirmeye hazır olun. Dünyada ve Türkiye’de orta ekonomilerin yükünü en yüksek frekansta taşıyan organizasyonlar KOBİ kavramı tipinde yapılanmalardır. Bu tür yapılanmalar her ne kadar sermaye büyüklüğü 8 | Mustafa Alpay bakımından küçük olsalar da her biri bulunduğu sektör ve bölgelere ekonomik katkılarının yanında, üretim ve istihdam sinerjisini harekete geçirmektedir. KOBİ’ler bu işlevselliğiyle ekonomilere öngörülenden daha fazla değer katmaktadırlar. Bu sinerji gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde oransal işlevselliği bakımdan göz ardı edilemeyecek büyüklükte önemlidir. Bu önemine rağmen sisteme sıklıkla dahil olup ve sistemden ayrılmaları yönünden kayıt dışı yapılanma da çok fazladır, kayıt dışılığı yönüyle sağlıklı bir şekilde ölçülememektedir. Tüm bu aksaklıkları da bünyesinde barındırmakla beraber KOBİ’lerin istihdama sağladığı katkı gelişmiş ülkeler dahil %50’yi aşarken milli gelirin de (GSYİH) %40’ını sağlayarak küresel ekonomik kalkınmaya önemli ölçüde katkılarda bulunduğu (www.worldbank.org) birçok defa araştırmalara konu olarak ölçülmüştür. KOBİ’lere bir bütün olarak bakıldığında bu küçük işletmeler üretimleri bakımından tek başlarına hacimsel olarak bir ağırlık ifade etmese de ayrı ayrı büyüklüğü ve birçok kriter dikkate alındığında bulunduğu ülkelerin gelişmişlik ve sanayileşme düzeyine ciddi katkılar sağladıkları otoriterlerce de kabul edilmektedir. Dünyada ve Türkiye’de KOBİ’ler incelendiğinde, OECD üye ülkelerinin ihracatının ¼’ünü (%26’yı aşmış), Asya ülkelerinin ihracatının ise 1/3’ünü (%35’i aşmış) aşarak önemli pay almıştır (Öncü, 2000). Ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bakılmaksızın KOBİ’lerin Dünya ve Türkiye ekonomisine katkıları sayısal büyüklük ve istihdam yaratma gücü (Özdemir, 1996), açısından, ekonomik ve toplumsal düzenin belkemiğidir (Sarıaslan, 1996). Değişen sektörde bir KOBİ bayrağı taşıyamaz hale gelmeye başladığında, sektördeki o boşluğu doldurmaya talip diğer bir KOBİ’dir. Düşen bayrağı tekrar kaparak kendinden önceki KOBİ’nin aynı sancılarını tekrar yaşamak adına hayallerinin peşinde koşmaya devam etmektedir. Ta ki yıkıldığı yerde yeni bir KOBİ’ye o bayrağı yere düşürmeden İşletmelerde Sürdürülebilir İletişim ve Kurumsallaşma | 9 teslim edene kadar. Yıkıldığı yerden ayağa kalkarak devam eden bu süreçte kurumsal organizasyonlarını dahi kısmen tamamlayabilen KOBİ’lerin bünyesinde istihdam ve ihracata katkıları göz ardı edilemeyecek kadar önemli boyuttadır. Ülkemizdeki KOBİ’lerimizin belirgin özelliği de ömürlerinin uzun olmayıp genellikle tek kuşakla sınırlı kalmalarıyla anılmaktadır. KOBİ’lerin pozitif sinerjisi girişimcilerin hayalleriyle doğru orantılı olarak düşünülse de genelde kamu bürokrasisinin izin verdiği kadarıyla doğru orantılı demek daha gerçekçidir. Girişimcisinin aşkıyla KOBİ’lerin üretim aşkı paralel bir şekilde yürümektedir. Bu yürüyüş görünürde KOBİ çıkarları doğrultusunda yürütülse de ortaya çıkan kazanımlardan devletlerin istihdam yükünün hafiflemesi ve vergi gelirleri önemli kazançları olmaktadır. KOBİ yapılanmalarının üzerinde ittifak edilen belirgin bir tanımı yoktur. Küçük ve Orta Boy İşletmeleri büyük işletmeler ile kıyaslandığında ayırt edici özellikleri sermaye ve istihdam oranlarıdır. Bu bağlamda ayrıca küçük işletme ve orta boy işletme ayırımına da gidilmektedir (Özgener, 2003). KOBİ’lerin etkili istihdam ve vergi faydaları bakımından üzerinde kısaca durmakta fayda vardır. KOBİ’ler sınıflandırılırken öne çıkan en önemli referans kriterleri istihdam ve sermaye büyüklüğüne göre ortaya çıkarmış oldukları verimliliktir. Gelişmiş ülkelerde de durum farklı olmayıp ciro, sermaye ve çalıştırılan işçi sayısı ölçütlerine göre verimliliği yüksektir. Ülkemizde de çalışan sayısı bakımından aynı referans noktası baz alınarak, AB ile uyumlu bir KOBİ tanımı yapılmıştır (KOSGEB, 2011). Tanımlamanın asıl dayanağı, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmeliğe atfıdır. Yönetmeliğin referansı da 19.10.2005 ve 2005/9617 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıdır. Bakanlar Kurulu 10 | Mustafa Alpay kararında 08.01.1985 tarih ve 3143 numaralı Kanuna dayanır. KOBİ tanımı bu silsile içerisinde ortaya çıkmaktadır. “Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sınıflandırılması, Madde 5- (Değişik: 10.09.2012-2012/3834 K.) KOBİ’ler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır. a) Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri üç milyon Türk lirasını aşmayan işletmeler. (2) b) Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yirmibeş milyon Türk lirasını aşmayan işletmeler. (*) c) Orta büyüklükteki işletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yüzyirmibeş milyon Türk lirasını aşmayan işletmeler.(2)” ülkemizde seyreden enflasyonist değişikliklere göre yapılan rakamsal güncelleme ise; “(*)30/4/2018 tarihli ve 2018/11828 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki Yönetmeliğin 2’nci maddesiyle, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “bir” ibaresi “üç” şeklinde, (b) bendinde yer alan “sekiz” ibaresi “yirmibeş” şeklinde ve (c) bendinde yer alan “kırk” ibaresi “yüzyirmibeş” şeklinde değiştirilmiştir” Bu tanımlar çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmeye çalışan KOBİ’ler bir de diğer sorunlarla mücadele etmeye çalışırlar. Öyledir de bir işletme faaliyette ise her gün bir veya birkaç sorunu çözerek ilerlemesi gerek bu sorunların her birinin de bir mali külfeti olduğu düşünülürse önümüze çıkan en önemli sorunlarının finansal olduğunu anlamak için fazla düşünmeye gerek yoktur. Özellikle kıt kanaat ayakta duran ve bir taraftan üretim peşinde koşarken diğer taraftan ekonomi yönetiminin alacağı kararlara kulak kesilen İşletmelerde Sürdürülebilir İletişim ve Kurumsallaşma | 11 KOBİ’ler, bu durumda daha çok zarar görürler. Çünkü yetkin bir finansman yöneticisi olmayan ve ekonomi yönetiminin hemen her beyanından olumlu ya da olumsuz etkilenmeye müsait bir yapıya sahip olan KOBİ’ler, konjonktürel dalgalanmaların öngörülemez olduğu dönemlerde daha çok zarar görürler. Bu nedenle, KOBİ’lerin sürdürülebilir bir büyüme ve gelişme sürecine girebilmeleri için finansal yönetim konusunda bilinçlenmeleri ve bu alanda yetkinlik kazanmaları gerekmektedir. Ayrıca, ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklı olabilmek için risk yönetimi stratejilerini de etkin bir şekilde kullanmaları önemlidir. Girişimcilerince aşırı sahiplenen bu işletmeler, sahiplerinin iş fikri dışında yetkinliklerini henüz tamamlayamadıkları için objektif kriterlere göre yönetilememektedir. Bu durum ise özellikle finansal yönetim konusunda ciddi sorunlara yol açmaktadır. Özverili girişimci bireylerin başlangıçta kurumsal merdivenleri ıskalamamaları için hükümetlerin ticaret yönetimleri, girişimcilerin en azından finansal okur yazarlığı eğitimi ve eksikliklerini tamamlama teşvikleri verilmelidir. KOBİ niteliğindeki işletmelerimizde bariz bir şekilde izlenebilen bu eksiklik “eğer sermaye sahibiysem her şeyi yönetebilirim” anlamına gelen aşırı özgüvenleri işletmeleri finansman krizlerine sürüklemektedir. Özellikle ülkemizde görülen bu “her şeyi yönetebilirim” mantalitesinin geri planında sermaye sahibini bu yöne zorlayan sebeplerde elbette vardır, örneğin çok büyük hacimli bir şirkette makul bir ücretle sıradan bir pozisyonu, daha iyi bir ücret verilse dahi küçük hacimli bir işletmede yöneticilik göreviyle değiştirmemektedir. Bu durumda kendi işinin yönetici olma zorunluluğu (belki, arzusu) telafisi mümkün olmayan sermaye kayıplarını da beraberinde getirmektedir. Böylelikle işletmenin finansal kayıplarını girişimcinin yöneticilik ısrarına feda edilmesi sonucuyla karşı karşıya kalınmaktadır.