“Dahiliyeciler her şeyi bilir; Cerrahlar her şeyi yapar; Patologlar her şeyi bilir ve yapar ancak çok geçtir.” Bu veteriner ve tıp öğrencileri arasında yaygın bir deyiştir ve meslek alanlarımızdaki farklı disiplinler hakkında bazı yaygın klişeleri yansıtır. Elbette dahiliye uzmanları ve cerrahlar kendileri için konuşabilirler. Bununla beraber patologların da temel bilgi ve teknik becerileri yüksek düzeydedir. Harcanan mesainin nekropsi masasındaki hastaya bir yardımı olmayacağını bilmekle beraber patoloğun çalışmasının olayların aydınlatılmasında etkisi büyüktür ve sonucu etkilemesi bakımından çok geç de sayılmaz. Nekropsi muayenesi basit, uygun maliyetli, çok ileri eğitim veya yüksek fiyatlı donanım gerektirmeyen geniş spektrumlu tanı işlemidir. Bu faaliyet hayvan sahibine, ailesine, veteriner ekibine yararlı bilgi oluşturmasının yanısıra, genel olarak hastalık süreçlerini anlayacak ve hayatlarımızı (hem hayvan hem de insan) kurtarma potansiyelinde olabilecek bilgi sağlar. Nekropsi pek çok yararlarına rağmen, diğer tanı yöntemlerine kıyasla nadiren başvurulan bir işlemdir. Nitekim Cornell’de, küçük hayvan hastanesinde ölen veya ötanazi edilen hayvanların çok az bir yüzdesi nekropsiye gönderilir. İnsan hekimliğinde de, otopsi oranı son 20-30 senede çok belirgin bir düşme göstermiştir. Amerikan hastanelerindeki insan ölümlerinin %30-40’ı, 1970’lerden önce otopsi ile araştırılırken, oran 2005’e gelindiği zaman %10’un altına düşmüş, akademik bir kurumla bağlantısı olmayan hastanelerde ise hemen hiç otopsi yapılmaz olmuştur. Çeşitli nedenlerle nekropsiler yapılmaz. Can dostu bir hayvanın ölümü her zaman duygusal bir andır ve böyle bir anda nekropsi konusunu gündeme getirmek çok duyarsız görünebilir. Bununla beraber Cornell Üniversitesi Hayvan Hastanesi klinisyenlerinin görüşü, hayvanlarının ölümünün olumlu gelişmelere yol açabileceği ve özellikle de elde edilen bilgilerin diğer hayvanlara yardım edebileceği düşüncesinin hayvan sahiplerinin postmortem muayeneye izin vermelerinde olumlu etki yaptığı yönündedir. Pek çok veteriner, özellikle de üçüncü basamak hizmet kurumundakiler, yeni tanı ve güçlü görüntüleme yöntemlerinin gelişmesinin nekropsi veya otopsiyi gereksiz kıldığı yönündeki insan hekimlerinin inanışını paylaşmaktadır. Oysaki medikal teknolojideki ilerlemelere rağmen, tanı yanlışları oranı yüksekliğini korumaktadır. Otopsilerin %10’a yakını hastanın akıbetini etkileyecek şekilde hatalı tanıların yapıldığını ve olguların neredeyse %25’inde ölüm nedeni tanısının yanlış konduğunu ortaya koymaktadır. Nekropsilerdeki kişisel deneyimimiz veteriner hekimlikte de yanlış tanı koyma oranının benzer oranlarda olduğu ortaya koymaktadır. Bu kitabın amacı veteriner öğrencileri ve küçük hayvan pratisyenleri kadar patoloji uzmanlık eğitimi almakta olanlar ve patologlar için basamak basamak temel nekropsi işleminin anlatımı dâhil nekropsi yapma rehberi olmak, her bir organ sistemi için anatomi ve diseksiyon teknileri ile ek testler için doku toplama bilgisi sağlamaktır. Ümit ederiz ki, daha çok veteriner hekim nekropsinin onlara sunduğu “hayat boyu mesleki eğitim” fırsatından yararlanacaklardır