Özgür irade meselesi, hem inanan hem de inanmayanların dikkatini çeken bir konu olmuş; farklı din ve kültürlere mensup düşünürler, özgür iradeyle ilgili endişeleri ele alan oldukça geniş bir metin külliyatı üretmişlerdir. Bu meselenin Tanrı-insan ilişkisine bağlı olarak oldukça soyut bir yapıya sahip olması nedeniyle, herkesin konuya kendi bakış açısından yaklaşması, "özgürlük" kavramı için genel geçer bir tanım belirlemeyi imkânsız hâle getirmiştir. Bu nedenle, özgürlüğün tanımında bile “özgür” olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Özgür irade tartışmaları, Allah’ın takdiriyle ilgili sorular çerçevesinde, Hz. Peygamber (sav) döneminde başlamıştır. Bunu izleyen yüzyıllarda bu konu, pek çok siyasi tartışmayı tetiklemiş ve büyük dini-siyasi ayrılıklara yol açmıştır. Her ayrılık, kendi görüşünü Kur’an ve sünnetten delillerle desteklemeye çalışmıştır. Kimileri insanı tamamen özgür kabul ederken, kimileri ona hiçbir tercih hakkı tanımamıştır. Bu iki uç arasında yer alanlar ise orta yolu savunmuşlardır. Tüm bu farklı yaklaşımlar, zamanla kelâm kitaplarına—akaid ve sistematik teoloji eserlerine—girmiştir.