Spor felsefesi, felsefe ile spor bilimlerinin ortak çalışma alanıdır. Hem felsefenin hem de spor bilimlerinin bir alt araştırma ve uzmanlaşma alanı olan spor felsefesi, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yeni tanınmaya başlayan görece genç bir disiplindir. Bu alanda tüm dünyada tanıtıcı, bir tarihçe oluşturucu ve bir literatürden söz eden kitapların varlığı 2000’li yıllardan sonrasına rastlamaktadır. Türkçede spor felsefesine ilişkin kitaplar da 2000’li yılların ortasından itibaren görülmeye başlamıştır. Bu arada hem uluslararası hem de ulusal literatürde yayınlanmış kitap sayısının yeterli olmadığını çünkü bu kitaplarda henüz oturmuş bir sistem ve konu düzeni bulunmadığını ayrıca felsefe ve sporun birbirleriyle ilişkilerinin görece belirsiz kaldığını söylemekte yarar vardır. Elinizdeki kitap; olabildiğince dar bir hacimde felsefe ile spor arasındaki doğru ilişkileri saptamak, spor felsefesi açısından bir sistem ve konu bütünlüğü oluşturabilmek için kaleme alınmıştır. Bunun için biri uluslararası olimpik sporlarda deneyimli ve spor bilimlerinde uzman, diğeri felsefede uzman iki araştırmacı, bir araya gelerek elinizdeki kitabı kaleme almışlardır. Kitabın amacı, Türkçedeki spor felsefesi literatürüne mütevazı ve yararlı katkılarda bulunabilmektir. Bunun için özellikle uluslararası literatürden yararlanılmıştır. Kitabın yazılabilmesi için felsefe ve spor arasındaki ilişkilere ve özel olarak spor felsefesine dair kaleme alınmış uluslararası ve ulusal literatür incelenmiştir. Uluslararası literatürde spor felsefenin kuramsal kapsamıyla ilgili, ulusal literatürde ise spor felsefesinin içeriğinin anlaşılabilmesiyle ilgili bazı eksikliklerin olduğu fark edilmiştir. Yeni oluşmaya başlamış bir literatürde bu türden eksikiii likler, hem normaldir hem de sonraki kitapların kaleme alınabilmesi açısından olanak tanımaktadırlar. Ayrıca her zaman, bir literatürün ilk kitabını veya ilk eserini kaleme almak zordur. Bu nedenle spor felsefesine emek veren bütün araştırmacı yazarlara teşekkür etmek gerekir. Bu kitabın geçmiş araştırmalara kıyasla bazı farklılıkları ve avantajları vardır. Bunlardan ilki, felsefenin; bütün aileleri, teorileri ve zenginliğiyle doğru tanımlanabilmesidir. Çünkü açık ve yetkin bir tanımlama olmadığında felsefeyle ilgili bütün yeni çalışma alanlarının ahlak ve etik gibi sadece pratik sorunlarla ilgili oldukları şeklinde eksik bir çıkarsamada bulunulabilmektedir. Oysa felsefe, öncelikle deneyimlerdeki anlam sorunu, anlamları üreten bilinç sorunu ve daha özel olarak kavramlarla olgular arasındaki anlam sorunlarının analiziyle meşgul olmaktadır. Felsefe, büyük ölçüde kuramsal bir etkinliktir. Kitabın ikinci bir avantajı, sporun; felsefe açısından, felsefenin de spor açısından anlamlandırılmasını sağlamak üzere 20. yüzyılın ilk yarısında ama daha yoğun olarak ikinci yarısında ortaya çıkmış olan ilk spor felsefesi çalışmalarına yer veriyor olmasıdır. Her bir çalışma ve uzmanlaşma alanında soykütüğü, tarihçe ve literatür önemlidir. Kitabın üçüncü bir avantajı; ulusal, bölgesel ve iklimsel farklılıklara bağlı olarak gelişmiş ve gelişebilecek spor felsefesi ailelerine yer vermesidir. Dahası dördüncü bir avantaj da teknoloji ve spor felsefesi, elektronik spor ve felsefe arasında transhümanizm, posthümanizm ve metaverse gibi yeni kavramların bu kitapta değerlendirilmiş olmasıdır. Kitabın yazım süreci iki yıl gibi geniş bir zamana yayılmıştır. Spor felsefesi üzerine Türkçe alan yazında bir kitap yazabilmek, kitabın hacminden bağımsız olarak kolay değildir. Bu nedenle dikkatli bir çalışma ve titiz bir inceleme dönemi programlanmıştır. Bu dönemde farklı felsefe ve spor uzmanlarıyla da fikir alışverişinde bulunulmasına dikkat edilmiştir. Covid-19 Pandemisi başladığında tasarı hâlinde olan kitap, Pandemi bittiğinde tamamlanmaya yakındı. Bu bağlamda yararlanılan kitapların yazarlarına, görüşlerine başvurulan uzmanlara ve Nobel Yayınevine teşekkür etmek geiv rekmektedir. Türkçede spor felsefesinin yaygınlaştırılıp geliştirilmesi lazımdır. Çünkü spor felsefesi, yeni dönemde spor bilimlerinin yanı sıra felsefe ve sosyal bilimlerin; evren, yaşam, insan ve varlığa bakışlarını değiştirebilecek nitelikte önemlidir. Kitabın adında bulunan “Yeni” sözcüğü, iki deneyimi ifade etmektedir. Birincisi, ilk spor felsefesi literatürünün yenilenme gereksinimi duymasıdır. Uluslararası ve ulusal literatür açısından bu çalışma, aynı zamanda bir deneme niteliğine sahiptir. İkincisi, Covid-19 Pandemisi sürecinde elektronik veya dijital yaşam deneyimleridir. Bu deneyimlerden sonraki yeni normal durumları, bazı yenilikleri zorunlu kılmaktadır. Bu da hiç kuşkusuz teknolojiyle içe içe geçen yaşamın yeniden değerlendirilmesi gereksinimidir. Çalışmanın başlığına bu iki açıdan yeni sözcüğü eklenmiştir. Kitap; okurları tarafından okunarak eleştirilebilirse ve spor felsefesinin tanıtılıp geliştirilebilmesine az da olsa katkıda bulunabilirse amacına ulaşmış olacaktır.