Kişisel, Kolektif ve Evrensel Tanrı Kompleksi II Kutsala Karşı

Kiralama Seçenekleri

₺ 0.00

Kişisel, Kolektif ve Evrensel Tanrı Kompleksi II Kutsala Karşı

“Narkisos, annesi Liriope’nin ırmak tanrısı Sefisus’un tecavüzüne uğramasının ardından doğar. Doğumundan itibaren müstesna bir güzelliğeve mükemmel bir fiziğe sahiptir. Bu öyle bir güzelliktir ki, haset dolu dedikoducular kehanet bilgesi Tiresias’a gelip böyle güzel bir yaratığın uzunbir süre yaşayıp yaşayamayacağını sorarlar. Tiresias gizemli bir yanıt verir:“Uzun yaşayabilir, kendini tanımazsa şayet!”. Narkisos büyümüş; yakışıklı, herkesi kendine aşık eden, yürekler yakan bir delikanlı olup çıkmıştı.Narkisos’a aşık olan Eko adlı güzeller güzeli bir peri hep onun peşindedolaşıyor ve ona aşkını ilan ediyordu. Narkisos ise onu her gördüğünde“Bana dokunmana izin vermektense ölürüm daha iyi” diyerek kaçıp gidiyordu. Bu kırdığı ilk kalp değildi Narkisos’un, daha evvel de ona aşık pekçok periyi reddetmişti. Bunun üzerine beddua ettiler periler ve yakararaktanrılara, Narkisos’un cezalandırılmasını istediler: “Narkisos da düşsünaşka. Ve acı çeksin, aynı bize çektirdiği gibi. O da, bizim gibi aşık olsun.Ve görsün umutsuzluğu”. Yakarışları duyan yüce tanrılar “Başkalarınısevmeyen kendini sevsin!” dediler ve katı yürekli delikanlının cezalandırılması işini adı “Haklı Öfke” anlamına gelen tanrıça Nemesis’e bıraktılar. Nemesis’in görevini yerine getirmesi uzun sürmedi. Avdan dönenNarkisos susayıp da duru bir pınara eğilince suda kendi yüzünü gördü.Neden sonra, yansımanın kendine ait olduğunu fark etti ve “Başkaları benim yüzümden ne acılar çekmiş; şimdi anlıyorum” dedi. “Kendime olansevgimle yanıyorum ben. Suda yansıyan bu güzelliğe nasıl kavuşabilirim?O güzellikten vazgeçemem de. Artık yalnız ölüm kurtarır beni. Anlıyorumo benim. Aldatmıyor beni artık hayalim. Tutuşturan da ben, tutuşan da,kendime olan sevgimle yanıyorum. İsteneyim mi, isteyeyim mi? İstenecek ne kaldı artık? Beni yoksul ediyor varlığım; arzuladığım benliğimle. Ayrılabilsem vücudumdan; garip bir dilek seven için ama. Sevdiğim uzak olsakeşke!, Kemirsin artık gücümü acı; geldi son günleri ömrümün. Göçüyorum hayatımın baharında. Ölüm zor gelmeyecek bana, dinecekse acılarım.Sevdiğim daha uzun ömürlü olsun dilerdim. Ve şimdi can verelim, ikimizde bir solukta” sözleriyle bir su kıyısında eriyip gitti Narkisos. Canı ölülerırmağını geçerken suya eğildi, son bir kez baktı o güzel yüzüne. Su perileri, gömmek için boşa aradılar Narkisos’un ölü gövdesini. Ancak, eridiğiyerde güzel, yepyeni bir çiçek açmıştı. Sevdiklerinin adıyla adlandırdılaronu, Narkisos (Nergis) dediler o çiçeğe”.Tanrı kompleksinin Tanrı-kul ilişkisinin kaynağını Tanrının ilk insanolarak Adem’i yaratmasına ve Tanrı-Adem-Şeytan arasında gerçekleşen çatışma ve test edilme münazaralarına dayandıran kutsal kitaplar (Tevrat, İncil, Kuran) oldukça derinlikli örneklikler kaynağı sunmuştur. Kutsal kitaplara göre aslında Adem’in Tanrı kompleksine giden yol hikâyesi Tanrı veŞeytan arasında kalmışlıktan veya doğasının ve yazgısının onlar arasındakibahsin konusu olmasından kaynaklıdır. Bu yüzden de Tanrı kompleksini“anlamaya çalışma” çabasına ancak Tanrı-Adem-Şeytan üçlüsünün ilişkisini tarihi, siyasi, ekonomik, toplumsal ve dini iktidar çatışması ve değerleriüzerinden anlatan kutsal kitaplar (Tevrat, İncil ve Kuran) ve onların bu gerçekliklerine “Işık” tutan insanların yorumlarıyla ulaşılabilir.Kutsal kitapların ortak kutsal yasalarında “kendini yücelten herkesinalçaltılıp kendini alçaltan herkesin ise yüceltileceği”; “kıyaslayanların kıyaslanmakla lanetleneceği”; “ötekini yargılayanların ötekini nasıl ve hangiölçekle yargılarsa aynı şekilde yargılanacağı”; “kendine yapılmasını istemediği şeyi ötekilere yapanların zalimlerden olacağı”; “adalet, merhametve sadakat ortak değerleri üzerinde ve üzerinden kimlik, hayat, kolektiviteve evrensellik inşa etmeyenlerin göklerin egemenliğine sahip/layık olamayacağı”; onların kişisel, kolektif ve evrensel Tanrı kompleksi için, içinde vealtında sürgün edilmişlik ruhu ve doğası ile yaşamaya mecbur ve mahkûmoldukları “yazılmıştı”. Bu yazgıya isyan edip meydan okuyan insanlar, ilkAdem gibi doğalarındaki “üstünlük tutkusu”, “mutlak bilgi arzusu” ve“ölümsüzlük hırsı” ile meyvelerin efendisine ulaşmak ve son Adem gibi“mutlak iktidar ihtirası”, “başkalarının mukadderatına muktedir olma tutkusu” ve “doğalarındaki zaafları Tanrı gibi mükemmellikle giderme tekebbürü” ile ihtirasların efendisine sahip olmak için “kendini yüceltip ötekiolan herkesi alçaltma” dilemmasını sürdürerek ilahi trajediyi ilahi komedyaya dönüştürdüler.Her bir insan Narkisos gibi “başkalarını sevmeyenin kendini sevmeklelanetleneceğini” unutup bu laneti bırakın lanetlemeyi bir erdem ve ayrıcalık olarak kutsadı. Her bir insan Tanrı kompleksi ve “Omnipotent” kutsanmaları içinde Narkisos’un ihtiras hastalığı olan Narsisizm’e tutkuyla bağlandı. Sonuçta da insanlar Tanrı kompleksi, “Omnipotent” ve Narsisizmayrıcalıkları ile de birbirlerini, kolektif ve evrensel birliklerini kutsadılar.Bu kutsamalar eşliğinde insanın kendisini Tanrı zannetmesi, Tanrı’ya aitözelliklerin, niteliklerin ve sıfatların birini veya bir kısmını mutlak veya nispi olarak kendi üzerinde taşıdığına inanması ve bu inancının gereği olarakda diğer insanlara göstermeye, ispatlamaya ve uygulamaya çalışması sıradanlaştı. ‘Tam güçlülük’, ‘mutlak güç tutkusu’, ‘üstünlük iddiası’ ve ‘iktidar ihtirası’ olarak ifade edilen Omnipotens’ın narsist doğası “başkalarınısevmeyen kendini sevmekle kutsansın” anlayışının hakim olduğu bir evrensel “hayat tarzı”na dönüştürüldü. Her bir insanın “güç” ile ötekine yapacağı zulmün meşruluğu ortak ve evrensel bir kutsal yasaya dönüştü. Buyüzden herkes güç karşısında kutsal yasalardan ve evrensel ahlaki erdemlerden vazgeçti. Tanrı kompleksi, kutsal yasaların lanetlediği bir hastalıkolmaktan çıkıp “yetenek”, “kişisel gelişim”, “bireyselcilik”, “kült”, “idol”,“ikon”, “bodizm” (bedene tapınma), “bencillik” ve “karizma” olarak yüceltildi. İnsanlar belki putlara tapınmayı bıraktılar ama kendileri gibi olaninsanları bu sıfatlarla kutsadılar. Freud ve Fromm’a rahmet okuturcasınainsanlar, insanların doğasında/içinde yaşattıkları id, ego ve süper ego kaynaklı narsizm çatışmalarını, dinler, mezhepler, cemaatler, partiler, ideolojiler, hayat tarzları, etnik ayrımlar, devletler ve uluslararası kolektif narsizmsavaşlarına dönüştürdüler. Tanrı kompleksi doğa, kişiselliğin ruhundançıkıp kolektif ve evrensel olanın bedeninde hayat buldu.İnsanlar kendi ruhlarını ve doğalarını esir alan asli güdüleri aşağılıkkompleksini üstünlük kompleksleri ile kapatmaya yöneldiler. Hayata, eşyaya, güce, mülkiyete ve öteki insanlara dair her konuya bu gözle baktılar.Doğalarının bir tarafında var olan aşağılık olma, yetersizlik ve güvensizlikduygularını doğalarının öteki yarısında olan Tanrı kompleksleri ile kapattılar. Tüm bu aşağılık/kul kompleksleri insanda hayatı yaşanmaya değerbir amaç olarak kendini başkalarına kabul ettirme ihtirasına dönüşerek“üstünlük kompleksi” yarattı. Her insan “aşağılık kompleksi” içinde yaşamı boyunca bu duyguyu üstünlük kompleksi ile gidermek için çabaladı.İnsanlar eksik, kusurlu ve zaaflar içinde yaratılmış olmayı kabul ederekinsanlıklarıyla barışık yaşayamadılar. Sürekli bir eksiklik duygusu onlarınhayatlarını mahvetti. İnsan hayatı boyunca, bu eksikliğini gidermek için eksikliklerini giderici değerler ve güçler olan iktidar, zenginlik, ihtişam, bilgi,itibar, mülk ve üstünlük kaynaklarına muhteris bir şekilde sarıldı. İnsanlardaki, kolektivitelerdeki ve devletlerdeki “hegemon” veya “otoriteryen”kişiliğin (Tanrı kompleksi yansımaları) altında yatan şey de işte bu aşağılık/kul kompleksi doğadan kurtulma çabası oldu. Üstünlük ancak iktidarile sağlanacağı için de insan doğası sadece güce yöneldi ve güçlüye taptı.Bu totolojik dilemma insanlık tarihinin özeti ve insanın kaderinin özü oldu.Herakleitos’un da dediği gibi “insanın doğası, insanlığın kaderi” oldu. Buyüzden…

Hata Bildir

Bu E-Kitap; Dijital Hakların Korunması amacıyla belirlenen süre için kullanılmaktadır.
Özellikler Durum
Kopyalanma ve Çoğaltma İzni
Alıntı/Atıf Yapma İmkânı
Web Üzerinden Okuma
Çevrim Dışı Okuma
Kullanılabilecek Cihaz Sayısı 2
Ekran Görüntülü/Ekran Kaydı
Not Alma
Yazdırma*
Vurgulama ve Boyama
Metin İçinde Gezinme
Gelişmiş Metin İçi Arama
Renklendirme
Lisanslama
IP ve ID Kontrolü
Filigran
İade Hakkı
Metin Okuyucu LockLizard Viewer

* (Yayıncı tarafından izin verilmişse)

NASIL ÇALIŞIR?

1

Lisans Yazılımını Yükle

Sisteminize uygun olan LockLizard DRM (digital lisans koruma yazılımı) yazılımını cihazınıza indirin ve kurulumu tamamlayın.

2

Cihazını Lisansla

Lisans dosyanızı üye panelinde bulunan Lisans Yönergesi menüsü üzerinden cihazınıza indirin ve görüntüleyici yazılımına aktarın.

3

E-Kitabını İndir

Korumalı e-kitabı indir seçeneği ile .pdc uzantılı şifreli e-kitabı cihazınıa indirin ve görüntüleyici yazılıma aktarın.

4

E-Kitabı Aç

Çevrımdışı kullanım için gerekli tüm adımları tamamladıktan sonra şifreli e-kitabınızı cihazınızda kullanabilirsiniz.

!

Hatırlatma

Kurulum yalnızca çevrımdışı kullanım için yapılmalıdır. Tarayıcıda görüntüleme kurulum ve lisanslama gerektirmez. Tıkla ve kolayca görüntüle.

Son Yorumlar

Kullanım Rehberi

  • Lisansı Yükle

    Digital lisansınızı bilgisayarınıza yükleyin.

  • E-kitabı Yükle

    Librarytürk kütüphanesinden kitabınızı seçin.

  • Lisansı Aktifleştir

    İndirilen lisans dosyasını locklizard pdf okuyucuya tanımlayın.

  • oku

    Pdf Oku

    Artık cihazınızda pdf dosyalarına erişebilirsiniz.

Nasıl Çalışır?

libraryturk

Türkiye'nin akademik e-kitap sağlayıcısı Librarytürk. Librarytürk; çevrimiçi akademik kitaplar ve materyallerin lider sağlayıcısıdır. Araştırmacılar için bir e-kütüphane görevi üstlenen Librarytürk, bugüne kadarki istatistiksel rakamları ile bu alanda öncü olma hedefine kararlı ve emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.