“Hissedişlerin sesiydi lisan... Ruhun kendini ifade ediş biçimi... Kelimelerin hâlini, hâlin de ifadesini iyi bilmek gerekiyordu... Seçimlerimizin kalbimizi niye ağrıttığını artık daha iyi anlıyordum... Belki de seçim yapmaya değil, vazgeçmemeye ihtiyacımız vardı... Hissedişlerin ifadesini, sözlerin ruhunu anlatacaktı bu yollar... Artık sözlerin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmanın zamanı gelmişti...”
Doktora çalışmasına karar verdiğim bir zamanda aslında bir tercih sapağında yazdığım notlardı bunlar… Hâlen çalışmakta olduğum Arapça dil eğitimi alanını çok sevmekle birlikte, çok farklı ama bana çok daha yakın olan başka bir alanın da beni çağırmakta olduğunu hissediyordum. O sesin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini; bu doktora çalışması sayesinde, bugün bu satırları yazarken daha iyi anlıyorum. İnsan cevherini keşfetmeye çalışmanın heyecan veren yollarında, insanın Yaratıcısı ile olan yakınlığına şahit olabilmeyi, insan ruhuna ve onun hissedişlerine dokunabilmeyi, bu dokunuşlarla iyileşebilmeyi dilemenin ve bu gayret içinde olmanın ne kadar değerli olduğunu bu çalışma sayesinde deneyimleyebildiğimi söyleyebilirim. Bu istek ve arzunun, aslında Yaradan’ın içimize koyduğu zarif bir çağrı olması, benim olduğu kadar diğer bütün insanların da manevi iyi oluşlarına katkı sağlıyordu. Bu çalışmayı benim duygu dünyamda bu kadar değerli kılan ve uğrunda yaşadığım zorlukları da ulvi anlamlar içeren öğretilere dönüştüren biraz da bu farkındalıktı. Bu uygulama modeli ile dokunabildiğimiz içsel derinliklerde, eğitimci arkadaşlarımızla çok özel anlar deneyimleyip, kendimizle kaliteli ve şefkat dolu bir iletişime geçebileceğimizi gördük. Kendi özümüzle neden çoğu zaman iletişim kuramadığımızı ya da iletişim kurduğumuz zamanlarda bu iletişimin gerektiği gibi kaliteli veya şefkat dolu olup olmadığını konuştuk. Sonra özümüzle kurduğumuz iletişimin iyileşmesi ile açılan diğer bütün kapılardan birlikte geçtik. Olumlu bir benlik algısı geliştirmeye çalışarak Tanrı algımızı düzenleyebilmeye, bu çaba ile insancıl vicdan anlayışımızı geliştirmeye ve doğru değer algıları oluşturabilmeye çalıştık. Tek tek çıktık o basamaklardan; tercihlerimizi yaparken, niyetlerimizi alırken, öğrenirken, kendimizi gerçekleştirmeye çalışırken, yaşarken, birbirimizle iletişim kurarken, severken ve tüm aşkın deneyimlerimizi yaşarken Yaratıcımız’ın yakınlığından, O’nun öğretilerinden ve bu öğretilerin bilimsel temellerinden istifade etmeye çalıştık. Ve bütün iyi oluşlarımızı, yaşam doyumlarımızı, manevi yönelimlerimizi ve mutluluklarımızı bu temeller üzerine inşa ettik. Bu çalışmanın bilimsel yönü kadar anlamlıydı manevi yönü de. İyiliğin en güzel hâlini yani manevi iyiliği deneyimlemeye ve manevi iyi oluşumuzu desteklemeye çalıştık. Bu gayretin bilimsel sonuçlarını araştırmak ve bu sonuçları tespit etmek de akademik anlamda bizi çok mutlu etti. Manevi iyilik hâlinin öğrenilebilir ya da desteklenebilir olması çok umut vericiydi. Yaşadığımız dünyada ihtiyacımız olan en büyük desteği birbirimize verebilecek olduğumuzu bilimsel açıdan görebilmek, bu çalışmanın sonucunu bizim için daha anlamlı kılıyordu. Üstelik insanın zorlu hayat yolculuğunda kalbine iyi gelen her dokunuşun kıymetini bilecek bir yaşa geldiğimi düşündüğüm şu son yıllarda, bu çalışmanın siz değerli okuyucularla buluşması, manevi dünyamda tesirini çok güçlü hissettiğim ayrı bir mutluluğa da sebep oluyordu. Çünkü bir insanın bile manevi anlamda kendini iyi hissetmesine yardımcı olabilmek, ona yeniden hayat vermek kadar değerliydi…
Elinizdeki bu kitap, “manevi iyi oluş”un tüm yönlerini incelemeye çalışan akademik bir kitap olmakla birlikte aynı zamanda doktora çalışmamda bilimsel yöntemlerle uyguladığım ancak doktora tez metnimde yer almayan manevi iyi oluş programını da içermektedir. Bu program, bir doktora çalışması ile etkisi tecrübe edilmiş aynı zamanda hem bir uzman tarafından gruplara uygulanabilecek hem de bir kişinin bu kitabı eline aldığında kitabın yönergeleri doğrultusunda kendine uygulayabileceği bir formda hazırlanmıştır. Bu anlamda kitabı elinize aldığınızda sizlere; tüm yönleri ile manevi iyi oluşun ne demek olduğu, bu kavramın bilim dünyasına ne zaman ve nasıl girdiği, diğer kavramlarla olan ilişkisi, bu kavram üzerine geliştirilen bir programın tüm aşamaları, bu programın kendinize uygulayabileceğiniz formu ve bu programın daha önce uygulanması neticesinde elde edilen sonuçları görebilme imkânı sunulmaktadır. Umarım sizler de bu uygulama modeli ile daha önce doktora çalışmasında bizlerin de deneyimlediği gibi içsel derinliklerimize doğru bir yolculuğun tadını çıkarabilir ve bilinçaltınızdaki büyük manevi güçlerin farkına varabilirsiniz. Bu satırları okuyan tüm değerli okuyucularıma manevi iyi oluşlarına değer verip bu kitabı okumaya ilgi duydukları için şimdiden teşekkür ediyorum. Ama öncelikle tüm bu uzun, zahmetli, bir o kadar da değerli olan bu yolculuğun ardından beni bu çalışmaya yönlendiren, bu çalışma sürecinde ve çalışmanın tamamlanmasında bana yardım ve desteklerini esirgemeyen o çok özel insanlara buradan tek tek teşekkür etmek istiyorum. Ankara Üniversitesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı öğretim üyeleri başta olmak üzere bu çalışmanın gelişmesinde ve tamamlanmasında emeği geçen tüm hocalarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Özellikle bu araştırmanın çalışma grubunu oluşturan bütün değerli meslektaşlarıma, özellikle araştırma grubu katılımcıları olan çok değerli eğitimci arkadaşlarıma; büyük bir özveri ile tek tek uygulamalara katıldıkları, düşünce ve duygularını paylaştıkları, bilimsel bir çalışmaya bu denli yürekten destek verdikleri için gönül dolusu şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca bu araştırma boyunca hep yanımda olan ve manevi desteklerini her zaman ruhumda hissettiğim canım oğlum Muhammed Ertuğrul’a ve değerli eşim Oğuzhan Tan’a; ne zaman ihtiyaçım olsa bu yaşında bile beni her şekilde destekleyen, değerine kıymet biçemediğim canım anneciğime, manevi desteğini sürekli üzerimde hissettiğim, her zaman gönlümde baharlar açtıran, sanatımı elinden öğrendiğim çok kıymetli tezhip sanatçısı hocam Fatma Korkmaz’a ve daha buraya isimlerini yazamadığım bütün dostlarıma ve yakınlarıma en kalbî duygularımla teşekkür ediyorum. Ve tabi ki Rabbime, bu çalışmayı vesile kılıp O’na çok daha farklı yollardan yaklaşabilme imkânı sunduğu için şükrediyorum.